Türkiye'nin 3. Diyanet İşleri Başkanı; Ahmet Hamdi Akseki..

"Türkiye'nin üçüncü Diyanet İşleri Başkanı olan Ahmet Hamdi Akseki, Antalya Akseki İlçesi Güzelsu Nahiyesinde 1886 yılında doğdu. Beş altı yaşlarında Kur'ân-ı Kerim öğrenmeğe, 7 yaşında da Cami'de mukabele okumaya başladı. Önce babası Mahmut Efendi'den, sonra da Mecidiye Medresesi'nde Müderris Abdurrahman Efendi'den okudu. 14 yaşında babasıyla Ödemiş'e giderek, Karamanlı Süleyman Efendi Medresesi'nde tahsiline devam etti. Daha sonra İstanbul'a geldi ve Dersiâm Bayındırlı Muhammed Şükrü Efendi'den icâzet aldı. Medresetü'l Mütehassisin'de 3 sene okudu ve doktora imtihanını vererek birincilikle mezun oldu. Henüz 32 yaşında iken üç Fakülte'yi tamamladı.

Hocası İzmirli İsmail Hakkı Bey'in delâleti ile Heybeliada Mekteb-i Bahriye-i Şahane'ye Akaid-i Dini'ye Muallimi olarak tayin edildi. Burada okuttuğu dersler, "Dinî Dersler" adı ile üç cilt olarak Sebilü'r-Reşad Kütüphanesi tarafından bastırıldı. Heybeliada'daki görevine ek olarak Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Camii Şerifi Kürsi Şeyhliği görevini de yürüttü. İstanbul'daki Medreselerde Müderrislik (Profesörlük) ve 19211923 yılları arasında Ankara Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. Umûr-ı Şeriyye ve Evkâf Vekâleti Tedrisat Umum Müdürlüğü görevinde iken Medreselerin müfredat programlarını ıslah etti. 1924 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere Heyeti azalığına, 1939 yılında da Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına tayin edildi. M. Şerefeddin Yaltkaya'nın vefatından sonra 29.04.1947 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı oldu.

Resmî hizmeti yanında, ilmî çalışmalarını da ihmal etmedi ve 70 kadar eser yazdı. "İslam Dini (İtikat, İbadet ve Ahlak)", "Askere Din Kitabı", "Yeni Hutbelerim", "Peygamberimiz Hz. Muhammed ve Müslümanlık" merhumun en çok bilinen ve okunan eserlerinden bazılarıdır. 9 Ocak 1951 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı iken vefat etti ve Ankara Cebeci Asrî Mezarlığı'na defnedildi. Merhumun 3.000 ciltlik özel kitaplığı, Diyanet İşleri Başkanlığı Kütüphanesi'nde okuyucuların istifadesine sunulmaktadır.

"En sevdiğim şey Makale ve Kitap yazmaktır" diyen merhum Ahmet Hamdi Akseki Hocamız'ın Hadis ve Sünnet ile alakalı açıklama ve sohbetlerinden şu kısa özetleri hep birlikte okuyalım: "Hadis, tahdisten isimdir ve haber vermek demektir. Peygamberimiz (s.a.v)'e nispet olunan söz, iş ve takrirden her birine isim olmuştur. Hadis ilmi ile meşgul olanlara göre; Nebi (s.a.v)'e nispet ve izafe olunan söz, kendisinden sâdır olan iş, takrir ve ahvâli demektir.

Sünnet: Arap dilinde eski ve mâruf bir kelimedir. Lügat mânası, mutad bir yol demektir. Mutlak söylendiğinde, güzel yol manasındadır. "Bir kimse güzel bir çığır açar, güzel bir âdet yaparsa kıyamete kadar hem onun sevabı, hem de kendisinden sonra o yolda yürüyeceklerin kazanacakları sevabın misli, onlardan bir şey eksilmeksizin o kimseye ulaşır. Her kim de fena bir çığır açarsa, kıyamete kadar o işin günahı ona erişeceği gibi; o çığırı takip edenlerin bir misli de bunlardan bir şey eksilmeksizin o kimseye ulaşır" meâlinde olan Hadis-i Şerif'indeki Sünnet bu manadadır.