"Hayat planladığın gibi gitmiyorsa bunun tek sorumlusu sen misindir"
Bu soruyu soran 40'lı yaşların başında bir kadındı. Evlenip boşanmış, bir çocuk sahibi, işinde başarılı ama aşk hayatında hep tökezlemiş. Normalde bu soruya "İlişkilerinde başarılı olamayan herkes sorumluluğu başkasına atar. Çünkü böylesi en kolay aklanma yöntemidir. Kendisiyle yüzleşmekten kaçınır. Oysa ilişki asla tek taraflı değildir" diye cevap vermem gerekiyordu. Ama o benim konuşmama izin vermeden ikinci bir soruyla devam etti... "Söylesene bana, 'Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hâlâ yalnızsan, için rahat olsun. Giden, zaten gitmeyi kafasına koymuştur' sözü sana ait değil mi" "Evet bana ait. Ama bak bu cümlede önemli bir detay var. Yapabileceğin her şeyi yaptın mı"
KİMSEYE GÜVENMİYORDUM
"Bana göre yaptım. Boşandıktan sonra uzun süre hayatıma kimseyi almadım. Bunun iki sebebi vardı. Birincisi çocuğum, ikincisi güvensizliğim. Ben evlenirken eşimin ne mal olduğunu biliyordum ama evliliğin onu değiştireceğini sanıyordum. Yanılmışım, bak burada hata tamamen bana ait. Bu yaşadıklarım da bana güvensizliği ve kırılganlığı getirdi. Bu yüzden de 'Flört eder, geçerim' dedim, öyle de yaptım." "Senin bu düsturunu değiştiren ne oldu" "Hiç aklımda olmayan, bırak bir ilişkiyi, flört etmek için bile çekici bulmadığım biri çıktı, prensiplerimi, planlarımı, hayatımı değiştirdi. Sonra da defoldu gitti..." "O gidiş, senin açından pek kolay olmamış belli ki..."
"Olmadı tabii, çünkü yaşadıklarımı sindiremedim. Bana dedi ki, 'Seninle bir yola çıkmak istiyorum. Yolun sonu nereye varır bilmiyorum, ama emin ol birlikte yol alacağız. Ve bu yolculuk seni asla üzmeyecek.' İnanmadım biliyor musun, aklımdan 'Hep böyle söylerler, sonrası malum' diye geçirdim." "Nasıl inandırdı seni"
BABALIK DUYGUSU
"Benim gibi, boşanmış, çocuklu, yalnız bir anneysen hayatındaki kişinin sadece sana karşı değil, çocuğuna karşı davranışları da son derece önemli. O dönem 6 yaşında olan oğlumla o kadar güzel bir bağlantı kurdu ki, beni kendine hayran bıraktı. Evlenmek aklımda bile yokken 'Neden olmasın' demeye başladım.
Çok araştırdım biliyor musun, işini, geçmişini, sosyal yaşamını... Hatta Emniyet'teki bazı tanıdıklarıma bile GBT yaptırdım. En küçük bir olaya bile karışmamış, işinde başarılı, babalık duygusu yüksek, birlikte olduğu kadına değer veren, cömert ve hepsinden önemlisi ilişkisini açıkça yaşamaktan çekinmeyen biri vardı karşımda." "Tüm bu parametreler senin ona güvenmeni sağladı o zaman." "Aynen öyle oldu. Zaten yaklaşık bir yıl sonra evlilikten söz etmeye başladı. Tabii ben yine de ağırdan almaya çalışıyorum. 'Bakarız' diye geçiştirmeye çalışıyorum ama sonuç olarak ilişki bir yere geldi ve artık başka bir ivme kazanması gerek. 'Peki, evlenelim' dedim." "Ama evlenmedin..." "İşte baştaki sorumun kaynağı da bu evlilik süreci... Planlar yapıldı, gün ve yer ayarlandı, konuk listeleri hazırlandı, kıyafetler seçildi. Ve sonra bir gün bana, 'Ben bu evliliği yapamam' dedi..."