Risale-i Nur'da Japon konuları-11

Sıralı devam eden çalışmamızda Japon suallerinin Beşinci Şua ile alâkası başlığına devam eden şu ilave bilgilere de yer vermeliyiz."Afyon Müdde-i Umumîsi ve Mahkeme Reisi ve Azalarına" başlıklı uzun dilekçenin Üçüncü Esas başlığında geçen ifade metnini geçen hafta yayınlamıştık. Bu metnin ikinci kısmında söz konusu suallere verilen cevaplarla bahsi geçen hadislerin âhirzaman konulu olduğunu anlamak mümkün. Zira Afyon Mahkemesinde, muhakemeye sebep olan şey, Beşinci Şua'nın ta kendisidir. Dolayısıyla Japon kumandanın sorduğu âhirzaman konulu hadislerin de Beşinci Şua ile doğrudan alâkalı olduğu, ifade edilebilir. Söz konusu "Ezcümle", diye özetlediği o hadislerden yedi tanesini zikreder ve verdiği cevapları nakleder. Beşinci Şua aslının Dârü'l-Hikmet'ten daha eski olduğu, verdiği haberin bir kısmını, bir adamda gördüğünü açıkça ifade eder. Anlaşılan o ki Beşinci Şua, o zaman hadis kaynaklı soruların cevabı manasında 1907-1908'ler diyebileceğimiz o yıllarda sözlü, belki de yazılı ama sonraki yıllarda ise tamamen yazılı olarak telif edilir. Uzun süre tedbiren saklanır. Kaderin kazası ile saklandığı yerden başkaların eliyle bulunarak zuhuru, vuku bulur ve kitap olarak sonraki yıllarda basılır. Gayr-ı münteşir Denizli Müdafaalarından Selahaddin Çelebi'nin savunmasında şu ifade var: "İstanbul'da, ulemadan eski fetva emini Ali Rıza ve Elmalılı Hamdi Efendi gibi meşhur âlimlerin bir musahabelerinde Bediüzzaman Üstadımın ilminin vehbî olduğunu, vaktiyle Anglikan kiliseleri başpiskoposunun ve Japonya'nın başkumandanının İslâm ulemasından sorduğu suallere cevap veren ve bütün âlimleri ilmiyle teshir ve hayrette bırakan ve yirmi seneye yakın bir vakitten beri dünyayı terk eden bu şahsiyetten bahsetmeleri,"1 Gayr-ı münteşir (yayınlanmamış) Emirdağ Mektuplarından talebelerine ait mektuptaki şu kısmını da buraya almalıyız: "Sibirya'da esir ikâmetlerinde iki sene üç ay, kardeşlerinin maneviyatlarını takviye etmiş ve Varşova yoluyla İstanbul'a gelmiştir. O sırada İngiltere Anglikan kiliseleri baş piskoposunun ve Japon başkumandanının padişah hükûmetinden sorduğu suallere cevab veren..." Bir konu daha var Burada yeri ve makamı olmamasına rağmen Risale-i Nur'un araştırmacılarına bir konu olacağı babından