Yusuf Demir olayını, nasıl krize dönüştürdük Helal olsun...

Lüzumsuz bir şekilde uzadı, uzatıldı, gerçekten kabak tadı verdi Yusuf Demir olayıVe o kadar fuzuli bir tartışmaya dönüştü ki, gerçekten gına getirdiSebep, iş bilmezlik, görev tarifinin yapılmayışı, insanların temsil ettiği makamı tanımayışıYöneticilerin yetki alanlarını bilemeyişi, daha da korkunç olanı özgüveni olmayışı, yetkilerini kullanamayışıEn ufak bir tartışmada ne yapacaklarını bilemeyişi, hemen paniğe kapılışıTopu taca atışı, sorumluluğu başkalarına bırakışı, sorunların üzerine üzerine gideceğine kaçışıGerçekten yazık Ülkenin onca derdi varken, sporun büyük sorunlarını çözmek, geleceğimizi kurtaracak projeleri üretip hayata geçirmek varken olmayan meseleleri sorun haline getirmek ve sonra da çözmeye çalışmak gibi bir şeyMilleti, memleketi, insanları oyalamak, beyinleri uyuşturmak iş yapamaz hale getirmek gibi bir şeyMerhum Süleyman Demirel için söylenirdi, olmayan sorunlar icat edip sonra bunları çözmekle geçti siyasi hayatı diyeİşte öyle bir şeyİş yapmak isteyenler için tam 10 dakikayı almayacak bir çözümü vardı Yusuf Demir olayının 10 gündür onu tartışıyoruz ve bir türlü çözemiyoruzÜstelik de Türkiye'yi bir kere daha meşgul ettikNE FIFA, NE UEFA, TÜRKİYE'NİN KARARIKoca ülkeyi ikiye böldük Tarafları birbirleriyle çatıştırıyor, Sporda Şiddetle Mücadele Yasası'nı ihlal ediyoruzÜstelik de Mesut Özil'ciler, Yusuf Demir'ciler diye bölücülük de yapıyoruz Olmayan bir meseleyi sorun yapıp çözmediğimiz gibi yasaları ihlal ediyor, hukuka karşı suç işliyoruzDefalarca yazdık. Hem Mesut Özil F. Bahçe'ye geldiğinden beri, hem de Yusuf Demir'le ilgili tartışmalar başladığından bu yana doğru yolu gösterdikGeçen yazımızda da yazdıkAvrupa'da ilk yetişen ve Türk Milli Takımı'nı tercih eden Erhan Önal, İlyas Tüfekçi, Erdal Keser, Hamit Altıntop, Nuri Şahin, Hakan Çalhanoğlu gibi yıldızlar nasıl kayıtsız şartsız bizimseAlmanya forması giyen Mehmet Scholl, Mesut Özil, İlkay Gündoğan, İsviçre'de oynayan Murat ve Hakan Yakın kardeşler, Gökhan İnler, Eren Derdiyok ve Avusturya Milli Takımı'nı tercih eden Yusuf Demir de bizimdirHer biri ülkemize büyük katkı sağlıyor Bazıları Milli Takım'ımızın zaferlerinde ülkemizi coşturuyorBazıları da başka renklerle hem ülkemizin reklamını yapıyor, hem milletimize, Türk toplumuna sempati kazandırıyor Avrupa'da yüz binlerce milyonlarca gencimizin önünü açıyorTEK CÜMLELİK BİR ÇÖZÜMYapılacak şey çok basitYusuf Demir olayı, asla FIFA veya UEFA'lık değil Avusturya Federasyonu'nun aldığı ırkçı karar da bizi bağlamaz Bizim de "Vatan Millet Sakarya" edebiyatını bırakıp aklı başında bir düzenleme yapmamız lazım "Avrupa'da, yurtdışında oynayan futbolcular, bütün sporcular, Türk Milli Takımı forması giysin giymesin, Türkiye liglerinde Türk hüviyetinde oynama hakkına sahiptirler" diye bir cümle sorunu çözer Federasyon böyle yapmalı ve Yusuf ve gibilerinin önünü açmalı, olmadı Bakanlık, Devlet, bunu böyle yaptırmalı. Bu çok basit bir duruştur, tek cümlelik bir işlemdir Bırakın milletin zamanını çalmayı temel insan haklarını ihlal etmeyi, bu doğruyu uygulayın, olsun bitsin BİR YUSUF, NİCE YUSUFLAR GETİRİR Bu yüzden Mesut Özil de, Yusuf Demir de bizimBu oyuncular, milyonlarca Türk'ün yaşadığı ülkelerde Türkiye'nin reklamını yapıyor, oradaki Türk toplumuyla Alman-İsviçre-Avusturya toplumlarını kaynaştırıyor, yakınlaşmalarına, Türk düşmanlığının azalmasına ve yurttaşlarımıza sempatinin artmasına vesile oluyorHala zaman zaman Hitler ruhu depreşen özellikle Grindel'in federasyon başkanlığı döneminde ayyuka çıkan Türk düşmanlığı, Alman Futbol Federasyonu ve kulüpler etkisiyle Türk oyunculara uygulanan bir ambargoya dönüşüyor"Biz yediriyor, içiriyor, besliyor, yetiştiriyoruz, onlar Türk Milli Takımı'nı tercih ediyor, niye bunu yapalım ki" diyorlar ve Türk gençlerini dışlıyorlardı.. Üstü kapalı bir yasakla karşı karşıya kalıyordukHalbuki demokrasi denen sihirli formülle bunu çözmek ve gencin özgür anlayışıyla onun tercihine bırakmak çok daha verimli olduNe biz bize gelmeyenleri vatan haini ikan edebiliriz, ne de Almanlar veya Avrupalılar, nankör diyebilirBu güzel bir orta yolduAvrupa Spor Bakanları toplantılarının vazgeçilmez müzakere süreçleri arasında, bu konular vardıTürkiye'nin Avrupa Birliği uyum yasaları, kurulan köprüler de bunu gerektiriyorduYani bu bir devlet duruşu, o günkü hükumet politikasıydı O politikaları da biz yürütüyorduk"Biz, sizi tercih eden