Yol yakınken dönsek mi yoksa

Öncelikle Bursa şehrini, muhteşem taraftarını tebrik ederek başlamak gerekBursaspor'un üstüste yaşadığı büyük yıkımlara, alt liglere düştükçe oluşturduğu drama ve Amedspor maçındaki olaylar sebebiyle aldıkları cezalara rağmen milli maçta muhteşem bir görev yaptılarFutbola küsmeden, Federasyon'a darılmadan, kırgınlığını belli etmeden, burukluğunu hissettirmeden, bu şanlı görevi yapabilmek büyük meziyetBelki geçmişteki bir Almanya zaferi ve Hollanda galibiyeti yaşatamadılar ama kendilerine düşen görevi fazlasıyla yaptılarİyi bir oyun oynasa ve çok gol kaçırsa da, onların coşkusuna galibiyet hediye edecek bir Milli Takım bulamasalar daBizim her zaman iftiharla bahsettiğimiz Bursa, tepeden tırnağa bir futbol şehri olduğunu bir kere daha gösterdi"Bursa, 3 milyon nüfuslu bir şehir ve biz 3.5 milyonluk bir ülkeyiz. Biz Dünya Kupası'nda 3. olduk. Bunun nasıl olduğunu kendinize sorun." diyordu Hırvatistan Teknik Direktörü Zlatko Dalic2018 Dünya Kupası'nda Fransa'yla final oynayan ve 2022'de de Katar'da 3. olan Hırvatistan'ın hocasıYani, bizim sürekli düşünüp de kızartmamız gereken yüzümüze balyoz gibi indirdi bu kelimeleriKoca bir ülkeyi, bütün unsurlarıyla eleştirdiTemel politikalarımızı, spor kültürümüzü, Federasyon'u, kulüpleri, teknik adamları, ilgili herkesi yeniden gözden geçirmemiz gerçeğini, görev tariflerini ve doğru uygulamaları hatırlattıAslında bu ülkede temel konuları konuşan, anlatan, yazan çizen bir avuç insan sürekli dillendiriyor ama sesini duyuramıyordu, bir kez de Hırvatlar'ın hocası hatırlattıMilli Takım, bu ülkenin futboldaki en büyük değeri. Bütün bir milletin kalbi Ay-Yıldız'la atarBir başarı anında insanlar sokaklara dökülür başarıyı kutlar, olumsuz bir durumda da kabuğuna çekilir hüznünü yaşarMİLLİ TAKIM, KIRMIZI ÇİZGİMİZTürkiye de bu "gel-git"leri çokça yaşıyor Arada sırada tabii ki yenilgilerle de tanışacağız, ancak bu kadar sıklıkla yaşamak hiç de kabul edilebilir değilFutbol, Türkiye'de hak etmediği kadar ilgi görüyor... Milletimizin karşılıksız aşkı, bir türlü değerini bulamıyor...Ne Milli Takım seviyesinde ne de kulüpler düzeyinde olmamız gereken yerde değiliz...10 yılda bir başarı yakalayıp bununla avunan, diğer her turnuvada hezimetlerle içli dışlı olan Milli Takım, bu ülkeyi layıkıyla temsil edemiyor demektirHırvatistan Yugoslavya ekolü bir takım Üstelik de 3.5 milyonluk bir ülke Başarı devamlılığıyla saygı duyulacak bir rakip alkışlanacak bir takım aynı zamandaİstikrarlı bir şekilde yoluna emin adımlarla devam ediyorHIRVATLAR'DAN DERS ALMAKDevamlılığı olan bir ekip aynı zamanda Son iki Dünya Kupası'nda da ilk 3'e girebilmek büyük bir meziyetGörünen o ki bu anlayışla organizasyonlar varoldukça onlar da varlığını hissettirmeye devam edeceklerSaviçeviç'ler, Prosinecki'ler, Suker'ler gidiyor, Modriç'ler, Livakovic'ler, Kremaric'ler geliyor Geçerli sistemleri sürekli üretiyor Hırvatlar'ınSorun bizde Hala sistem kuramamış, üretime geçmekte direnen, kafalarına göre takılan, tüketim ekonomisi uygulayan bir "hababam modeli"yle bu kadar oluyor2002 VE 2008'DEN DAHA İYİSİNİ BEKLERKEN2002'de Dünya Üçüncüsü, 2003'te Konfederasyon Kupası Üçüncüsü, 2008'de de Avrupa Üçüncüsü olup daha iyisini, en iyisini kovalamak isterkenArtık Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonluğu beklerken, yeniden geriye dönüp sıradanlaşmak bu koca ülkeye yakışmıyorElbette ki her ülke her zaman başarılı olamaz Futbolun devleri Brezilya, Almanya, İtalya da şampiyon olduğu bir Dünya Kupası'ndan sonra hayalkırıklığıyla sonuçlanan çok turnuvalar yaşadıBaşarısızlık sadece Türkiye'ye mahsus değil. Fakat bu kadar da dibi görmek ve bunu kaderimiz kabul etmek bizim mazeretimiz olmamalıHele de Alman bir teknik direktörün bunu söylemesi asla kabul edilebilir bir şey değilStefan Kuntz'un aldığı sonuçlardan ziyade başarısızlıklarda oluşturduğu gerekçeler çok sakatTürkiye'ye üçüncü sınıf bir takım muamelesi yapmak, Liechtenstein mağlubiyetine