Yanlıştan geri dönmek zayıflık değil erdemdir

Eğer bir ekonomi yazarı, fikirleriyle ekonomi yönetimini yüzde bir oranında bile etkileyemiyorsa; niçin yazmaya devam ederBelki de, sert eleştiriler yaptığım için şimdiye kadar, ekonomi yönetimini hiç etkileyemedim. Etkilemek istediğim halde bunu başaramamak tamamen benim hatam mı bilmiyorum.O zaman niçin yazıyorum diye kendime sorduğumda, içimde, hükümeti etkileyebileceğime dair umutların hala tükenmediğini hissettim.Sonra kendime sordum, "bir sayfalık bir tavsiye istenirse, ekonomi yönetimine ne öneririm"Aslında önerim tek cümle olur: "faiz sebep enflasyon neticedir" çıkarımı yanlıştır; bu çıkarım ve ardı sıra gelen uygulamalar hem hükümete hem halka hem de ülkeye zarar veriyor" hepsi bu kadar.İsterlerse bu çıkarımın dini temellerinin olmadığına dair analizimi de ekleyebilirim."Yemin et" deseler eder miyimEvet."Tüm dünyada, merkez bankaları kurulduktan sonra faizin sebep enflasyonun sonuç olduğuna dair bir çıkarım ve bu çıkarımın gereği olan bir para politikasına; araştırdığım halde, bulamadığıma yemin ederim.Bu konuyu savunan bir makale okumadığıma daFaizlerin sıfır olduğu ve merkez bankalarının enflasyonu 2'ye çıkarmak için çabaladıkları son yıllarda; 'faizler artırılırsa, finansman maliyetleri sayesinde belki enflasyon da artar' diyen çok çekimser ve derhal fikrini değiştirmiş birkaç yazı dışında; akademik makaleler bulamadığıma da yemin ederim."Faiz enflasyon ilişkisi doğru bir bağlama oturmadıkça; hangi başarı elde edilirse edilsin Türkiye ekonomisi, asla ferahlamayacak ve sıkıntılar devam edecektir.Mesela, faiz indirimlerinin ardından bozulmaya yüz tutan makro dengeleri düzetmek için bir kurtarıcı gibi sunulan, Kur Korumalı Mevduatın serencamına bakalım.Kim olduğu bilinmeyen bu projenin yetkilileri, sorunun çözümüne, en yanlış tarafından yaklaşmaktadırlar.Yapılması gereken piyasadaki TL'leri emmektir. Hepsi bu kadar. Çünkü döviz TL ile alınır.Yapılanlar, TCMB'nin döviz satın alarak piyasaya TL sürmesidir.EŞİ BENZERİ OLMAYAN ZARARLARBu yıl 19 olan faizler, ilk olarak Eylül 2021'de indirildi.BDDK kaynaklarına göre, 17 Eylül 2021 tarihinde bankalarda, 1 Trilyon 817 Milyar TL mevduat vardı. O günkü kuruna göre bu paralar tam 212 milyar etmekteydi.31 Aralık 2021 tarihli verilere baktığımızda, bu paraların 63 Milyar TL artarak 1 Trilyon 880 Milyar TL'ye yükseldiğini görüyoruz.Fakat bu paraların olarak değeri 212 Milyar 'dan 142 Milyar 'a düşmüş.Yani TL mevduat ve katılım hesabı sahipleri tam 70 milyar (yazıyla, yetmiş milyar ) para kaybetmiş.Ekonomi yönetimine güvenmeyip döviz ve altın alanlar hiçbir kayba uğramazken; inanan