Sanayileşme ve enflasyon

Türkiye'deki sanayi sektörü "kabaca" üçe ayrılır.

1) Gelişmiş ülkelerin ambargo uyguladığı sektörler. (örnek savunma sanayi)

2A) Gelişmiş ülke şirketlerinin sahip veveya ortak olduğu ve hem ithalatçı hem de ihracatçı olanlar. (örnek otomotiv şirketleri)

2B) Gelişmiş ülkelerin sahip olduğu, markalı ürünleri olan ve iç pazarımızı hedef alan, üretimi olsa da, özde, ithalatçı şirketler. (örnek kozmetik ve temizlik şirketleri)

3) Gelişmiş ülkelerin terk ettiği sektörler, (örnek tekstil ve hazır giyim, çimento, inşaat demiri, çevre kirleten kimyasal ürünler vs.)

Avrupa Gümrük Birliği ülkeleri, sanayide, katma değerli ürün üretme bakımından kendi aralarında adeta bir işbölümü yapmış görünüyorlar.

Katma değeri 'yüksek ve en yüksek ürünlerin' çoğunu kuzey Avrupalı, katma değeri 'orta yüksek ve yüksek ürünleri' güney Avrupa ülkeleri ve katma değeri 'orta ve orta üst ürünleri' de doğu Avrupa ülkeleri üretmektedir.

Türkiye de Gümrük Birliği üyesi olduğu için diğer doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte orta ve orta üst ürünlere ilaveten katma değeri en düşük 'orta alt ve alt ürün' üretimini de üstlenmiş ve böylece katma değerli ürün üretme piramidinin tabanında kendini konumlandırmıştır.

Soru: Türkiye bu piramidin orta sıralarına doğru ilerleyebilir mi

Cevabım kesin ve keskindir: GB'de yer aldığı sürece ilerleyemez.

SANAYİLEŞMEVE UCUZ YATIRIM KREDİLERİ

Hükümetin makro çerçevede yaptığı "inanılmaz" hataların aynı zamanda bazı "olumlu dışsallıklar"ı da oldu. Bu olumlu dışsallık etkilerini de, büyük ölçüde verilen ucuz yatırım kredileri sağladı.

Peki, bu nasıl oldu

Bu, Hükümetin, enflasyonun çok çok altında bir faiz oranıyla ve adeta zorla toplattığı TL mevduatı, yine düzenlemelerin zoruyla, TL kredi kullananlara kaynak aktarması şeklinde oldu.

Veriye dayalı örnek:

2021 Haziranından 2023 Mayısına kadar geçen 2 yıllık dönemde TÜİK'e göre bileşik enflasyon 142 olmuş.

Bu iki yıllık dönemde vadeli mevduata ödenen faiz ve kâr payı oranlarının bileşik getirisi bütün vadeli hesapların ortalamasında 37,85 olmuş. (Yıllık 17,4)

Hesapların çoğunluğunun yattığı 3 ay vadeye kadar olan TL hesaplara ödenen bileşik getiri de 44 olmuş. (Yıllık 20)

Peki, iki yıllık dönemde maksimum 44'le toplanan bu fonları bankalar kaç faiz ve kâr payı alarak krediye dönüştürmüşler

TCMB verilerine göre bu iki yıllık dönemde Ticari Kredilerin bileşik faizikâr payı ortalaması 43,4 olmuş. (yıllık 19,75)

Bankalar, hükümetin zoruyla, enflasyonun 142 olduğu iki yıllık bir dönemde, mevduata ödedikleri faiz oranlarıyla kredi kullandırmışlar: 44 mevduat ve 43 kredi.

TÜİK'in "düzeltilmişgeliştirilmiş" endeksine göre, bu iki yıllık dönemde TL mevduatların reel değeri en az 40 azalmıştır.

Yani 2021 Mayısında TL birikimiyle TÜİK sepetinden 100 birim ürün alabilenler; paralarını iki yıl bankaların vadeli hesaplarında tutup iki yıllık mevduat faizini de aldıktan sonra, bu parayla, bu sepetten en çok 60 birim satın alabilecek konuma gelmişler.