Konut sorunu

Konut edindirme politikaları kadar etkili ve toplum tarafından benimsenmiş ikinci bir Ak Parti icraatı var mıdır emin değilim.Fakat bugünlerde yeni konut üretme, konut kredisi almaverme ve konut kiralarında üst limit uygulama, bütünleşik bir sorunlar yumağına dönüşmek üzere.Konut sorununu çözmekle görevli hükümetin yasakçı ve zorbalaşmaya meyilli yaklaşımları teorik çözüm umutlarını bile çökertebilir.Türkiye önümüzdeki dönemde, çözmeye çalıştıkça daha da büyüteceği bir konut sorunuyla karşı karşıya kalabilir. (adsbygoogle window.adsbygoogle || ).push({}); Toplumun muhtelif kesimlerinden gelen çözüm önerilerinin de, maalesef elle tutulur bir niteliği yok.İlgili ya da değil, neredeyse herkesin, konut endüstrisinin geleceği hakkında sağduyusunu kaybettiğini görüyorum.NUFUS VE KONUT İLİŞKİSİ2002 yılında Türkiye'nin nüfusu 65 milyondu, 2022'de 85 milyonu aştı.Son yirmi yılda Türkiye'de 24.866.981 bebek doğmuş. 80'i 60 yaş ve üzeri olmak zere 8 milyonu aşkın kişi de vefat etmiş.TÜİK istatistiklerine göre Türkiye'de kişi başına 1,1 oda düşmektedir.Demek ki Türkiye'de, artan yirmi milyon nüfus için aşağı yukarı yirmi iki milyon ilave oda ihtiyacı ortaya çıkmıştır.Aslında çekirdek ailenin artık bir zorunluluğa dönüşmesi, boşanma oranlarında artış gibi toplumsal ve sosyolojik yeni olgular ve çözülmeler daha fazla oda ihtiyacını ortaya çıkarmış olabilir fakat biz verilerle ilerleyelim.Eğer bu dönemde inşa edilen daireler, ortalama iki oda bir salona sahipse ve toplam adedi de, on bir milyonsa ihtiyaç büyük ölçüde karşılanmış demektir.KONUT İMALAT İSTATİSTİKLERİTÜİK'in rakamlarına baktığımızda 2003 -2022 döneminde 13.759.278 daire için yapı izin belgesi (inşaat ruhsatı) verildiği görülür.Verilen bu ruhsatlara istinaden yapılıp tamamlanan ve belediyelerden yapı kullanım izin belgesi (iskân) alan daire sayısı da 10.896.000 adedi bulmuştur.Teorik rakamımız 11 milyona oldukça yakın.Ruhsatla iskân arasında 2.862.757 adet farkın muhtelif sebepleri olabilir; inşaat yapılmış ve bitmiştir ancak her hangi bir sebepten dolay iskân alınamıyor olabilir, inşaat işleri ağır ilerliyor olabilir ya da ruhsat alındığı halde henüz inşaata başlanmamış olabilir, vs.Yirmi yıllık istatistiklere bakıldığında ortalamalarda bir problem yok.Fakat günümüzü anlamak için biraz daha yakın dönemlere bakmamız daha doğru olur.Beş yıl geriden gelerek alınmış inşaat ruhsat izinleriyle, son üç yılın yapı kullanım izin belgelerinin (iskân) durumuna bakalım. (Ortalamalarda İskân Belgesi, İnşaat Ruhsat belgesinden iki yıl sonra alınabiliyor)Son beş yılda alınan inşaat ruhsatlarının ortalaması 592.362'dir. Öte yandan son üç yılda alınan yapı kullanma izin belgelerinin (iskân) ortalama sayısı da 623.000'dir. Önümüzdeki iki yılda bu sayının 600.000'lerden daha az olabileceğini çok açık.Bu veriler bize, ihtiyacımız olan 800.000 adet konut üretimine ulaşmanın imkânsız olduğunu gösteriyor.Bu sayılara deprem bölgesi rakamları dâhil değildir. Şu anda Türkiye konut endüstrisinin büyük çoğunluğu deprem bölgesine çalıştığı için gelecek üç yıl, konut arzı bakımından geçmiş üç yıldan daha sıkışık olacaktır.Doğrusu, 2020 yılsonuna kadar kamu, neredeyse hiçbir yük yüklenmeden ve sorumluluk almadan, konut finansmanıyla ilgili Fannie Mae ve Freddie Mac (Amerikan konut finansman sisteminin iki kurumu) benzeri kurumlar oluşturmadan konut işinde çok büyük başarılar elde etti.Bankalar, geliştiriciler ve müşteriler genel hukuk kuralları çerçevesinde oluşturdukları sözleşmelerle konut işini adeta sorunsuz bir şekilde sürdürüyorlardı.Ne oldu da 18 yıl hiç sorunsuz çalışan konut endüstrisi birdenbire darboğaza girdiKüçük küçük fakat çok şey.Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği tüketici hakları kanununu tercüme ederek "cayma", "dönme", "iade" ve "benzeriyle değiştirme" haklarını konut tüketicilerine tanıdı ve sorumluluğu da bankalara yükledi.Örneklerle açalım.Cayma hakkı: Bir tüketici, hiçbir gerekçe göstermeden, satın aldığı konutu 14 gün içinde iade edebilir ve bu iadeden dolayı hiçbir tazminat ödemez.Dönme hakkı: Tüketiciye, 24 ay boyunca hiçbir gerekçe göstermeden konutu iade etme hakkı verildi. Bu durumda 2 sözleşme bozma tazminatı ve varsa masraflarla, vergi yükümlülüklerini ödeme şartı getirildi.Üreticigeliştiricinin yanlış imalatının ispatlanması durumunda tüketiciye, satın aldığı evi hiçbir tazminat ödemeden iade etme veya emsal ürün emsal ürün isteme hakkı tanında. Bunun da sorumluluğu da bankalara yüklendi.Bu şartları okuyan banka ve üreticigeliştiriciler itiraz ettiler ve sonra ek bir kanunla tüketicilerin dönme haklarını kullanmaları durumunda tazminat oranları 3 ay için 2'ye, 6 ay için 4'e, 12 ay için 6'ya ve 24 ay için 8'e yükseltildi.Eğer tüketici konut kredisi kullandıysa, bu haklarının tümünün muhatabı bankalardır. Bankalar önce tüketicinin her türlü hakkını iade ederler sonra da oluşan alacaklarını üreticigeliştiriciden talep ederler.Tüketicilerin haklarının korunması kamunun en önemli görevlerindedir, amacım bunların zararlarını anlatmak değil; Avrupa Birliği