SADAT'ın anayasası

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanlarından Mehmet Uçum, Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtlarken "yeni anayasa" mesajı verdi. Uçum, "2023 seçimlerinde oluşacak Meclis aritmetiği ile Türkiye'ye, 21. yüzyıla layık dört başı mamur bir anayasa kazandıracağız" dedi.Yani AKP 2023'te de iktidar olursa, bir "yeni anayasa" daha gündemimizde olacak. (Oysa mevcut anayasa, yapılan değişikliklerle çoktan 12 Eylül anayasası olmaktan çıktı!)Peki, başkanlığı bile halletmişlerken, hâlâ yapmak istedikleri ne kaldı ki onu da anayasa sokmaya çalışıyorlar Yanıtı SADAT'ın anayasasındaGÖLGE ORDUErdoğan'ın bir diğer eski başdanışmanı Adnan Tanrıverdi'nin liderliğini yaptığı SADAT, ASDER ve ASSAM, kumpasların tüm ağırlığıyla yaşandığı süreçte, bir anayasa taslağı hazırlamıştı. Adnan Tanrıverdi imzalı anayasa taslağı, 28 Aralık 2011'de TBMM'ye gönderilmişti.SADAT'ın anayasasında neler mi vardı Gazeteciler Ersin Eroğlu ve Caner Taşpınar'ın hazırladığı, dört ay önce Kırmızı Kedi Yayınları tarafından basılan ve bugünlerde toplatılma baskısıyla karşı karşıya olan Gölge Ordu kitabından aktaralım:Anayasa taslağının dikkat çeken birinci yanı, TSK'yi dönüştürmeyi hedef almasıydı: SADAT anayasasında Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanıyor, Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor, Yüksek Askeri Şûra'nın yapısı değiştiriliyor, Askeri Yüksek Yargı kaldırılıyor, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nden irtica tehdidi çıkarılıyor (s.98-99). Sonuç "Allah'ın lütfu" dedikleri ve fırsata çevirdikleri 15 Temmuz darbe girişimi ile SADAT'ın anayasasındaki bu talepleri yerine getirdiler.Hatta Tanrıverdi, bir açıklamasında aynen şöyle dedi: "Anayasa Komisyonu'na sunduğumuz Anayasa teklifindeki Silahlı Kuvvetlerin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz'dan sonra yürürlüğe girmiştir."HEDEF EYALET SİSTEMİ İLE FEDERASYONAnayasa taslağının dikkat çeken ikinci yanı, rejim değişikliğini hedeflemesiydi. SADAT anayasasına göre Türkiye başkanlık sistemi ile yönetilmeydi, cumhurbaşkanı yüzde 50'nin üzerinde bir oyla seçilmeliydi (s.98). Sonuç Türkiye başkanlık sistemine geçti. Herhalde "TSK'nin dönüştürülmesi sağlanınca, başkanlık sistemi de kolaylaşır"