Sağlıklı büyüme için enflasyonu niye düşürmeliyiz

TCMB başkanının sunumunda bahsetmesi ile dezenflasyon ve büyüme arasındaki ilişki ön plana çıkmıştır. Büyüme ile enflasyon arasında bir tercih yapılması gereği sanki bir mecburiyet olarak ortaya konmaktadır. Ancak kısa vadeli dalgalanmayı bir kenara koyarsak kalıcı refah için tüketim harcamaları artışı üzerinden gelen büyüme yerine (GSYİH CIG(X-M) C: özel tüketim harcamaları I: özel yatırım harcamaları G: devlet X: ihracat Y: ithalat harcamalarını göstermektedir.) yatırım harcamaları ile büyümeye odak olunması temel gerektir. Bu durumda mesele yatırım ortamının hangi şartlarda daha verimli olacağıdır.Yatırım için gerekli temel şartlar enflasyonist ortamda gerçekleşmemektedir. Buna göre enflasyon: Geleceğe dair ilgili olumsuz beklentilere sebep olur, beklentileri bozar. Belirsizlik ortamı yaratır. Belirsizliğin getirdiği durum neticesinde devlet veya ekonomi kurumları piyasadaki gelişmeleri tam olarak algılayamaz ve çözüm adımı üretemez. Enflasyon kaynak dağılımını bozarak mavi ve beyaz yakalı çalışanda isteksiz çalışmaya sebep olur. Enflasyon ile ulusal para her an değer kazanır bu şekilde net ihracat üzerinden büyüme negatif etkilenir. Bu noktada her enflasyon artışı devalüasyonu da beraberinde getirir. Enflasyon varlık değerini düşürdüğü için, bireyler tasarruflarını çoğunlukla gayrimenkul, altın, otomobil vs. olarak tutma eğilimine girerler. Bu da cari açığı ve sonunda döviz kıtlığını meydana getirir. Enflasyon oranındaki artış fırsatçıların karını arttırır ancak işini düzgün yapan yatırımcı için ek vergi doğurur. Zira enflasyon muhasebesinin yapılmadığı ortamda nominal vergi sistemi ile etkileşim içinde olarak sermayenin maliyetini arttırır.Yukarıda bahsedilen konuların her biri reel yatırım için gerekli olan şartların ihlali niteliğindedir. Reel yatırımcı yaptığı yatırımla varlığını, yıllarını, geleceğini yatırıma yatırır. Bu noktada belirsizlik, aşırı dalgalanma (volatility) yatırımın geri dönüş süresini hesaplayamamak yatırımcının karar vermesini