Çin şimdilik tuzağa düşmedi

Öncelikle şunu bilmeliyiz; Dünyanın üretici olarak ikame etmesi en zor şirketi olarak gösterilen Tayvanlı çip üreticisi TSMC, çok sofistike olan dünya çip üretiminin üçte ikisini gerçekleştirmektedir. Yani Tayvan'daki bir kırılma, abluka, geçiş engelleme gibi bir durum küresel ekonomiyi salgın kadar vuracaktır. Bu kritik ürünün arzında yaşanacak her sorun arz zincirinde yığınlar dolusu siparişi beklemeye sevk edecekken, yükselecek fiyatlar neticesinde küresel enflasyona da ciddi bir yük getirecektir. Bu etki Ukrayna savaşının gıda fiyatlarına etkisinden fazla olacaktır.Geçen Cuma makalemizde ulusal basında Pelosi ziyareti daha yer almaz iken Yeni Şafak okurları ile hem ziyareti hem de önemini paylaşmıştık. Geçen zaman diliminde olacak, olmayacak derken Pelosi ziyaret gerçekleşti.Çin'in yüksek tondan yaptığı tehditler biraz havada kaldı dersek yeridir. Ancak bunu ifade ederken Çin fazlasını yapmalıydı iması içerisinde değilim. Zira ABD-İngiltere, Ukrayna'yı feda ederek Rusya'yı çevreleme, zayıflatma ve ekonomik bağlarını koparmak, bu esnada da NATO'nun beyin ölümünün gerçekleştiğini ifade eden Macron gibi vizyon eksiği liderlere karşı NATO birliğini yanına, tam hizaya ve olmadığı kadar güçlü çekmiştir. Şimdi ise aynı senaryo Çin için gerçekleştirilmektedir. Bu sefer yem Tayvan'dır. Ancak Pelosi ziyareti ile arttırılan tansiyona Çin yüksek tondan gözdağı verse de ABD'nin askeri ve ekonomik bir karşılığa dönüştürebileceği bir adım atma hatasında da bulunmadı. Umarım bulunmazABD-İngiltere ittifakı, hem AUKUS ile hem de Hindistan'ı yanlarına alan QUAD işbirliği ile Çin'i ablukaya aldı ve adım atmaya zorlar hamlelere başladı. Bu denemelerin ardı kesilmeyecektir. Ta ki Çin sabrının sonuna gelsinKüresel arenada satranç tahtası ustaca hamleler ile adım adım büyük sonuçlara doğru ilerliyor, şimdilik atlar, filler seviyesinde olan hareketler orta vadede şahlara tehditlere varacaktır. Bu kaçınılmazdır. Ne Çin, ne de Rusya, bazı Asya ülkelerinin gösterdiği kültürel uyumu(!) Batı ile gösteremeyecektir. Kaldı ki, Çin diğerlerinden farklı olarak bir iddia taşımaktadırYeni dünya düzenine evrilirken, ülke ekonomisini iyi yönetebilmek için küresel politikayı çok iyi okumalıyız. Bizden uzakta gelişen tehditlerin ağır faturasını hesaba katmalı, arz zincirimizde kopma olmaması için tedarikçilerimizi ulusal sınırlar içinde, olmadı en azından yakın coğrafyalarda tutmalıyız. "Gönül coğrafyası" diye nitelendirdiğimiz haliyle yakın doğumuz ile geliştirilecek her iş birliği hem onlara hem bize yüksek fayda sağlayacaktır. O kadar ki; bu iş birlikleri hayatta kalma meselesine dönüşmüştür dersek yeridir.