Kazakistan'da son durum, Ankara'nın yaklaşımı

Dünyanın herhangi bir yerinde, bir yerden birden bire duman çıkmaya başlamışsa, ciddi bir hadise yaşanmışsa, o işin arkasında bir 'güdümleme' olup olmadığını zihninizde tartmaya 'zamanlama' üzerinden başlayabilirsiniz.Hem bizim bu coğrafyada, hem de başka yerlerde 'Zamanlaması manidar' lafını literatürümüze yerleştiren, gerçekten de harici müdahalemanipülasyon kuşkusunu beraberinde taşıyan çok olay olmuştur.Kazakistan'da geçen hafta patlak veren olaylara dair başından itibaren zihinleri meşgul eden önemli bir soru var:Bu karışıklıklar, belli bir plan çerçevesinde önceden planlanarak, manipüle edilerek, sonuçları hesap edilerek bilinçli bir şekilde mi çıkartıldıYoksa LPG fiyatlarına yüzde yüz zam yapılması üzerine birikmiş bir öfkenin bir anda patlaması ile mi ortaya çıktıKazakistan'daki karışıklıkların başladığı ilk günlerde kulak verdiğim diplomatik bir kaynak, "Bu olaylar başkaları tarafından başlatılmış olmasa bile, gelinen nokta itibarıyla başkaları tarafından kaşımaya müsait hale geldi" demişti.Olayların bir 'manipülasyonla' başlatılmış olabileceğine dair kuşkuları besleyebilecek önemli bir ayrıntıya, Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde SETA Vakfı Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın yazısında rastladık.SOVYETLER BİRLİĞİ AYRINTISINeydi o ayrıntıProtestoların başlangıcının Sovyetler Birliği'nin yıkılışının 30'uncu yıldönümüne denk gelmiş olması:Burhanettin Hoca'nın yazısından ilgili kısmı alıntılayalım:"Kazakistan protestolarının SSCB'nin yıkılışının 30. yıldönümüne denk gelmesi rastlantı mıydı bilmiyoruz. Lakin Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) Cumhurbaşkanı Tokayev'in talebiyle hızla duruma müdahale etmesi asla bir tesadüf değildi."2 yıl önce dünya üzerinde yaşayan 8,5 milyar insanın ortak gündemi haline gelen Kovid-19 pandemisi patlak verdiğinde, hem iç, hem dış basında Kovid sonrası dünya nasıl bir dünya olacak sorusuna cevap arayan pek çok tartışma yapılmıştı.Ekonomik anlamda enerji ve gıda fiyatlarındaki olağan dışı dalgalanmaları, fırlayan enflasyon ve hayat pahalılığını, geride kalan 2 yılın ürettiği ilk ciddi problemler olarak sıralayabiliriz.Kazakistan'da da böyle oldu.Enerji üretip satan bir ülkede halkın kullandığı enerjiyle ilgili olağan dışı fiyatlamalar ortaya çıkınca, öfke kabarması oldu.Protestolar devamında yağma seviyesine varan bir sürece evrildi.Ankara'da meseleleri güvenlik perspektifinden bakan bir başka kaynaktan enteresan başka şeyler de dinledim.Mesela şöyle şeyler:-Din, dil, ırk fark etmeksizin böyle zamanlarda insanlar 'yabani bir varlığa' dönüşebiliyor. -Toplumun alt katmanındakiler, düzensiz hayat yaşayanlar kolayca böyle bir atmosfere sürüklenebiliyor. -Pandeminin ilk dönemlerinde bazı Avrupa ülkelerinde de 'yağmalama' görüntüleri ortaya çıkmamış mıydı (Marketlerde tuvalet kâğıdı reyonlarını yağmalayanları hatırlayalım) Bu durumda,