En Büyük Kim

Ne diyeceğiniz belli ama Herkes, kendine göre büyüğünü belirler. Tartışmalar, herkes kendi büyük gördüğünü herkesin kabul etmesini istediğinden doğar. Bazıları yaşayanlar arasından seçerken bazıları ölenler arasından seçer büyüğünü. "Nerde o büyükler" diye sorulduğunda boynu bükülür ve toprağa bakar. Büyük işler yapanların hepsine saygılarımızı sunalım ama hepsinin yaptıkları iyilikleri toplasanız, size bir dakika içinde hayat sunan yirmi defa alıp-verdiğiniz nefese değmez. İsterseniz ağzınızı ve burnunuzu kapatıp bir dakika durmaya çalışın ve hava ile nefes almanın değerini öğreniverin. O nefes de kapının anahtar deliğinden girer ve sizi hiçbir sevdiğinizin yapamadığı şekilde sarar ve sizi altı yönün her bir açısından 360 derece kuşatır. O hava da kendiliğinden esmez. O bazen poyrazdan, bazen lodostan, bazen karayelden, bazen keşişlemeden, bazen yıldızdan, bazen kıbleden eser ve bütün varlığa hayat sunar. pushfn('ads'); İşte o havayı da, nefes almayı da bize lütfeden Allah celle cealüh en büyüktür. Müezzinler, günde beş vakitte bütün insanları uyarmak için gücünün yettiği kadar bağırıyor. Yahu bu adama bir kulak verelim. Müezzinler, baktılar ki ses kirliliği içinde duyulmaz hale gelince hoparlörden, "Hayye alel-felaaaaaaaah" (Haydin kurtuluşaaaaaaa) diye çağırmaya başladılar. Bizim kurtuluşumuz, en büyük olarak, Allah celle celalühü bilmekten geçer. "Bu biliniyor" demeyin. Bilgi olarak biliniyor ama uygulamada başka büyüklerle iş yapıyoruz. Gün içinde politikacılar ve onları destekleyenler karar verirken kendilerini kime göre ayarlıyorlarsa onların büyüğü odur. Mesela, Meclis'te kanun hazırlanırken gurubu olan her partiden üyeler bir araya geldiklerinde, ortak metin yazılırken, kimin kriterlerine aykırı olmaması için dikkat ediyorlarsa onların en büyüğü odur. Ticari, siyasal, sosyal konularda içinizde bir ürkme meydana geldiğinde, bir sığınak aradığınızda, ilk aklınıza gelen sizin için en büyüktür. Kendisini en büyük kabul eden biri, çevresine bir bakar "kendinden büyük bileğe ve tabancaya sahip biri yok" dediği anda müezzin altı defa, "Allahü ekber" (En büyük Allah'tır) diye bağırır. Birisi sene sonu vergi verenlerin en büyüğü olduğu ilan edildiğinde şöyle bir kurulur ve içinden, "Benden pushfn('ads'); büyüğü yok" diyecekti ki, müezzin yine bağırır, sakın öyle söyleme, "En büyük Allah'tır" sözünü altı defa tekrarlar. Geçen sene zenginlikte, mafyalıkta, şanda, şöhrette kendisinin en büyük olduğunu bu sene de büyüklüğünün devam ettiğini iddia edenlerin ömür sermayelerinin tükendiğini ve parayla bir dakikanın satın alınamayacağını akıllarına getirmezler ama Allah müezzinlerimize güç, kuvvet ve tesir versin onlar yine hatırlatmaya devam ederler. Aslında saçlarımızın bile diline dikkat etsek yeter. Çocuktuk, gün batımından sonra dağda yalnız başımıza kaldığımızda ufukta gördüğümüz her karaltı, düşman olarak üzerimize doğru geldiğini gösterirdi bizim ödlekliğimiz. Birkaç çocuk birlikte olsaydık sayımıza göre korkumuz katlanırdı. Ama aynı harman yerinde babamız, annemiz veya ağabeyimiz olsaydı o görülenlerin ağaçlar olduğuna karar verir evham üretmezdik. Televizyonlarda bazı stratejistler, yüreksizliklerini ülkeye yayma işi yaparlar. Filan kuruluş ürettiği biyolojik silahı, kahve telvesinin en küçük tanesine yerleştirip, ülkelerin yöneticilerine hediye ederek esir almak için araştırmalarını tamamladılar ve uygulamaya başladılar gibi uyduruk hayallerine, yalan üreten siteleri de kaynak kabul edip sunma tarafına gidiyorlar. Yeni bir şey de değil bu. Kur'an-ı Kerim de bu tür abartılı haber yapanların hem Müslümanlar arasından hem kâfirler arasından çıktığını haber verir. Mesela iki bin yıldan daha fazla olan zamanlarda Müslüman olan Talût isimli komutanın askerleri arasında Davut aleyhisselam da vardı. O ordu