Devlet Politikası ve Pençe-Kılıç Harekatı

Ülkemizin terörle mücadeleyi kapsamlı bir boyutta yürüttüğü Pençe-Kılıç Harekatı başarıyla devam ediyor. Harekatın askeri boyutunu Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan ve askeri uzmanlardan dinledik. Harekat planı örgüt ayrımı yapmadan bütün terörist unsurları imha etmek üzerine kurulu.Türkiye'yi tehdit eden, zaman zaman işbirliği yapan, birbirine alan açan terör gruplarının aynı adreslerden talimat aldığını biliyoruz. Meseleyi sadece terör örgütlerine, kanton devletlere indirgemek doğru değil. Kimi muhaliflerin anlamadığı nokta burası. "Sınırlarımızın dışında kurulan kantonlardan bize ne" diyerek Türk hükümetini eleştiren sözde aydınlar ve politikacılar var. Bölgede istikrarsızlığı yaymak isteyenleri görmezden gelenler en hafifinden gaflet içindeler. Irak'ın işgalinden sonra Bağdat'ta oluşturulan düzen kaosu hazırladı. 2015'te yürürlüğe giren anayasa Bağdat'ta etnisitemezhep ayrımı üzerinden bir düzen(sizlik) kurdu. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Bölgesel Yönetim hepsi ayrı gruplara tahsis edildi. Şimdi bu sistemi bölge ülkelerine yaymak isteyen adresler belli. Orta Doğu'da dayatılan modeller ortada: Lübnanlaştırma, Iraklaştırma, Suriyeleştirme... Bu ülkelerde önce vekalet savaşları yürüten sonra da oluşan istikrarsızlıktan çıkar elde edenler belli. Bu üç ülkedeki baskın aktörlere baktığınızda arkasındaki güçleri görürsünüz.1815'te Viyana'da ortaya çıkan Şark Meselesi, ardından 1920 Sevr dayatması. Bugün bölgede olup bitenler bizi bu coğrafyada bir avuç toprağa sıkıştırmak isteyenlerin hala aynı kini taşıdıklarını gösteriyor. Cumhur İttifakı dış siyasette rasyonel ve pragmatizme dayalı politikalarda tek ses. Ankara yalnızca sert güç uygulamıyor. Masada ve sahada varlık gösterirken terörden arındırılan alanlarda şehirler inşa ederek halkın gönlünü kazanıyor.Mısır ve Suriye ile normalleşme adımlarının arka planını muhalefet hala anlamadı. Küresel gelişmeleri, bölgede yaşanan değişimi okuyacak insan kaynağından yoksunlar. Sorunlar yaşadığımız