"Yarın daha güzel doğar!"

Düşün ve hatırla ki; insanın hamuru muhabbetle yoğurulmuş, gâm ve kederle karılmıştı.Hiç kimse.. evet, hiç kimse yoktur ki; dertsiz ve kedersiz olsun! En dertsiz zannettiğimiz kişiye bile 'bir dokun, bin ah dinle!' Herkesin imtihan soruları farklıydı. Önemli olan imtihan sorularına nasıl cevap verebileceğimiz ve dertlerle nasıl başa çıkabileceğimiz!.. Bunun belli bir formülü yok, kişiden kişiye değişiyor. ZALİMLER VE MAZLUMLAR.. İlahi bir program dahilinde hayat ve ölüm içiçe akmaya devam ediyor. Yeni doğanlar ve daha dün ölenler.. yeni evlenenler ve boşanma kararı alanlar.. Suçlar ve cezalar.. cezaevine girenler ve tahliye olanlar, zenginleşenler ve iflas edenler... adi suçlular affedilirken içeride kalan masumlar... Zalimler ve mazlumlar.. zalime alkış tutanlar ve mazlumun yanında olanlar... 'Allah' demenin yasak olduğu devirlerden; bütün dinî kavramların siyasete alet edildiği dönemlere uzanan kırılmalar, savrulmalar... Dini sömürenler ve dine hizmet edenler.. UNUTANLAR VE UNUTULANLAR.. Çöküş ve devrilişler.. Ve az da olsa hakta sebat edenler.. Unutanlar, unutulanlar, unutulamayanlar... Anlamakla, katlanmak arasında tükenen hayatlar... ebed isteyen kalbe kırarak dokunanlar.. kabuk bağlamayan gizli yaralar... hüzünler.. "Ufalana ufalana, kaç kuşak eridik bu yollarda Kimimiz yerle yeksan, kimimiz zor ayakta..." BAHÂR VE HAZÂN... Bazen sütliman olsa da hayat; bazen fırtınalar kopar. Dostlar bir bir terk eder. Sıkıntılar, belâlar, zulüm ve ihanetler, hapisler, yangınlar, seller, depremler ve ölümler dünyanın imtihan yeri olduğunu bir kez daha hatırlatır. Baki'nin mısraları dolanır dillere: "Bâğ-ı dehrin hem hazânın, hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da, gâmın da rûzgârın görmüşüz.." YIKILIŞ VE DİRİLİŞ Cihan imparatorluğunun yıkılışını görmüş, çeşitli yanlış işlere karışmış bir subayın pişmanlık gözyaşları.. ve onu teselli eden annesi.. "Sadberk Hanım