Gogol'ün paltosu ve Yeni Asya-2

Hepimiz insanız ve insanlık kumaşımız aynı. Potansiyel olarak iyiliği de, kötülüğü de içimizde barındırıyoruz. Sınav güzergâhında bitmeyen bir çaba bizimki...Farklı milletlere mensup olsak da, farklı ülkelerde yaşasak da; temel insanî değerler, kaygılar, sevdalar, zaaflar, endişeler, istibdat, zulüm, adalet mücadelesi, adam kayırma, rüşvet, yolsuzluk vs. pek değişmiyor. Geçen yazıda Dostoyevski'nin, Rus yazarlara öncülüğünü ifade için "Hepimiz Gogol'ün Paltosundan çıktık" sözünü aktarmış, "Hepimiz Yeni Asya yazar okulundan çıktık" şeklinde uyarlamıştık. Gogol bütün hikâyelerinde devlet sistemini, adam kayırmayı, adaletsizliği, vasıfsız ve liyakatsiz kişilerin hak etmediği yerlere gelmesini iğneleyici üslupla eleştirir. Dürüst insanların uğradığı haksızlıkları dile getirir. Yeni Asya da haksızlık ve zulme karşı çıkıp, gerçekleri savunuyor. Toplumda aşırı bir ahlak bekçiliği var ama, ahlakî kaygı yok. Paltosu eski ve yırtık olan birisiyle alay etmekte hiçbir sakınca görmüyorlar. Yaptıkları kötülüklerden ve insanların hayatını mahvetmekten hiç rahatsız olmuyorlar. Halbuki; "paltosu yırtık olanlar" paltolarını kendileri yırtmadılar. Çalıp çırpmıyorlar. Kıt imkânlarla hayatlarını sürdürüyorlar. "Paltolarını diktirmek ya da yeni bir palto almak için dürüstçe çaba sarf ettiklerini; ancak imkânları olmadığını" toplum anlamak istemiyor. Yeni Asya'nın çektiği sıkıntıları, basın kartı ve ilan gasbı dahil olmak üzere karşılaştıkları hukuksuzlukları, yazarların maddi-manevi ne zorluklar içinde fedakârane çalıştığını bilmeyenler; tirajının düşük oluşunu, hep muhalif yazdığını bahane ederek tenkit -bazıları düşmanlık- ediyorlar. Yeni Asya; güçlünün yanında yer almasını, yağ çekerek manşet atmayı ve ihaleler