Bediüzzaman anlaşıldı mı

Vefatının üzerinden 63 yıl geçti.Allah demenin yasak olduğu dönemlerde, değil talebe olmak; Bediüzzaman'a selam vermek bile 6 ay hapse girmeyi göze almak demekti. Üç kişi toplanıp Risale-i Nurları mütalaa etse doğru karakola götürüldü. Risalelerin telif, yazma, çoğaltma, muhafaza ve muhtaçlara ulaştırma, neşir ve hayata geçirme, şerh ve tanzim, akademik çalışmalar, insanlığa yaşayarak örnek olma gibi çeşitli safhaları var. Tüm engellemelere rağmen Bediüzzaman, Nur Külliyatını tamamlamaya muvaffak oldu. Fedakâr saff-ı evvel talebeleri zorlukları aşarak hizmeti bu günlere taşıdılar. Allah hepsinden razı olsun. "Bir gün rahmetli babama sormuştum 'kaç defa karakola gittin, ifade verdin' diye. Hiç unutmam; 'belki yüz defa' demişti. 5-6 yaşlarında olduğum günlerde, merhum babamın bazı kitapları naylona sarıp kuyuda sakladığını bilirim. Bu günkü gibi tahsilli insanlar ne gezer... Çoğu esnaf, ilkokul okumuş veya okumamış insanlar. Bir lise talebesi derse gelince 'Allah'a şükür artık bizim de lise talebemiz var' diye seviniyorlar.. çok dinledim 'dersaneye bir üniversite talebesi gelse hayranlıkla seyrederdik" diyorlardı. O nesil 'şeytan taşlamaktan tavaf etmeye' fırsat bulamadı neredeyse. Fakat vazifelerini bihakkın yerine getirdiler. O neslin belli konularda mazereti olabilir ama, şimdiki talebelerin mazereti yok. NEFSİMİ SORGULUYORUM! Bugün her alanda ve ziyadesiyle yetişmiş eğitimli kadrolar var. İş adamları, teknik adamlar, akademisyenler, hukukçular, gazeteciler, aydınlar vs... Şimdi kendi vicdanımıza soralım: Bediüzzaman'ın 'Beni anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar'