Allah yüzünüzü güldürsün!

Tebessüm ruhun aynasıdır. 'Gülüşünden cennet akan insanlar var' diyor şair.İnsanlar için en güzel hediye, tatlı bir gülüştür. Bazı insanların tebessümü ise, dünyanın en güzel manzarası olabilir. Birine bir iyilik yaptığınızda, yanına biraz da tebessüm duâsı ekleyin. Belki duânın kabul saatine denk gelir, sonucuna şaşırırsınız. Buhara'lı bir dostumun annesi, çocuklarına kızdığında da sevdiğinde de söylediği aynıdır: "Ne diyeyim, Allah yüzünüzü güldürsün!" "YÂ RAB, GÜLDÜR SAİD'İ..." Bir talebesinin Bediüzzaman Hazretlerine yaptığı duânın hikayesini, Kastamonu Lahikası'dan takip ediyoruz: "Sabahtan akşama kadar ve ikinci günü de kısmen hiç görmediğim bir tarzda bir sevinç, bir sürur hissedip mütemadiyen bir bahaneyle ferahımı izhar edip, otuz kırk defa tebessümle güldüm. Hem ben ve hem Feyzi, çok taaccüp ve hayret ettik. Otuz günde bir defa gülmeyen, bir günde otuz defa gülmek bizleri hayrette bıraktı." Emin ve Feyzi ise: "Evet, hiçbir vakit Üstadımızı bu kadar neş'eli görmemiştik. Sebebini bilmediğimizden hayret ediyorduk" diyor. Sonra işin aslı anlaşılıyor: Hasan Atıf, bir gün İslamköy'de Hafız Ali'ye uğramış. Hafız Ali Ağabey, "Atıf, ben Üstad'a bir mektup yazdım. Bir şey diyecek misin" diye sormuş. O da mektubun kenarına "Ya Rab! Güldür Said'i, ta gülmesinden güller açılsın." diye eklemiş. Üstad'ın yorumu şöyle: "Aydın'lı Hasan Atıf'ın, Hâfız Ali'nin mektubunun haşiyesinde yazdığı misli görülmemiş şu dua, "Yâ Rab, güldür Said'i, tâ gülmesinden güller açılsın" diye pek garip fıkrası, Risale-i Nur'a onun sadakat ve ihlâsının acip bir kerametidir ki, otuz günde