Hicri yeni yıl yaklaşırken...

M. Said Arvas Hocadan Hatıralar... Eshab-ı kiramın çoğu hicret etmişti. En son, Peygamber Efendimiz, Hazret-i Ebû Bekir'le beraber yola çıktılar. Böylece "Hicret" başlamış oluyordu... Önümüzdeki cumartesi günü Muharrem ayının birinci günüdür... Muharrem ayı Kur'ân-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Bu ayda oruç tutmak çok sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en faziletli namaz, gece kılınan (teheccüd) namazdır." Hicretten önce Müslümanlar büyük sıkıntı içinde idiler. Suçları, Allahın varlığına birliğine Efendimizin onun kulu ve elçisi olduğuna inanmaktı. Müminlerin bazısı şehid edildi. Ammar bin Yasir'in annesi ve babası gibi... Bilâli Habeşi'ye (radıyallahü anh) yapılan eza ve cefayı hepiniz biliyorsunuz. Dayanılacak gibi değildi, inananların iki defa Habeşistan'a hicret etmelerine izin çıktı... 619 yılında Müslümanlar iki büyük acı yaşadılar. Sevgili Peygamberimizin amcası Ebû Talib vefat etti ki Mekke'deki hâmisi idi. Üç gün sonra da ilk mü'mine, Hatice Validemiz (radıyallahü anha) rahmet-i rahmana kavuştu. Hazret-i Hatice en zor günlerinde Server-i Kâinatın yanında durmuş, malını mülkünü Allah yolunda sarf etmişti. Çocuklarının annesiydi. Bu seneye "Senetül Hüzn" (üzüntülü sene) denildi. Beklendiği gibi de oldu, Ebû Talib'in vefatından sonra müşrikler Resul-i Ekreme daha fazla eziyet etmeye başladılar. Mü'minlere sıkıntı vermekte âdeta birbirleri ile yarış hâlindeydiler. Zulüm ve işkencelere rağmen Kur'ân-ı kerimin beşer kelâmı olamayacağını düşünerek iman edenlerin sayısı arttı. Bir