Zelzele ve korku belâsı

Deprem korkutuyor.Oysa, bu korkunun insanlara bir faydası yok. Bu korkunun ölümlere ve yıkımlara da bir faydası yok. Depreme karşı en büyük fayda, önce tedbir almakta, sonra da tevekkül etmekte saklıdır. Depremin kendisi gibi, devam eden artçı şokları da korkutuyor. Öyle ki, bazı kimselere daimî bir korku veriyor. Onları panik-atak bir ruh haline sevk ediyor. Gerçekte, bu da yersiz ve gereksiz bir korkudur. Sarsıntı anında bazı kimselerin pencereden, yahut yüksek balkonlardan aşağıya atlayarak kendine daha çok zarar vermesinin sebebi işte bu yersiz korkudur. Ciddi telkinlerle, bu halin önüne mutlaka geçilmesi gerekiyor. Peki nasıl Kurân ve Kurân'ın malı olan Risâle-i Nur kaynaklı aşağıdaki satırlar, işte bu meselenin sırrını izah ediyor. Kurân'da doğrudan deprem sarsıntılarından söz eden sûre Zilzâl Sûresidir. Sûre "İzâ zulziletil ardu zilzâlehâ" diye başlar. Sözler isimli eserin 14. Söz bölümünde bu mevzu ile alâkalı şu ifadeler yer alıyor: "Şu sûre katiyen ifade ediyor ki, küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor, bâzan da titriyor." Demek ki, yerde duyulan deprem sarsıntıları, öyle kendi kendine ve lâlettayin şekilde olmuyor, her şey gibi o da emir altında hareket ediyor. Aynı eserde, ayrıca mühim bir suâl ve cevap faslı var ki, aklı başında olanları ciddiyetle düşünmeye sevk ediyor. Dahası, sûalin "Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibten" geldiği hatırlatılarak, zelzele münâsebetiyle mukabil olarak verilen tatminkâr cevaplar var. Söz konusu suâllerden biri şöyledir: Zelzelenin maddî musîbetinden daha elîm, mânevî bir musîbeti olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve me'yusiyet, ekser halkın ekser memlekette gece istirahatini selb ederek, dehşetli bir azab vermesi nedendir (Age) Demek ki neymiş İnsanlarda, zelzelenin devamından (yani artçı şoklardan) gelen bir korku ve me'yusiyet var imiş. Bu meselenin hem aynı eserde, hem daha başka bahislerde yapılmış geniş ve tatminkâr izahları var. Biz burada Sözler'in arkasındaki Lemeât'te yer alan kısacık bir izahını iktibas ederek, bazı kimselerin duyduğu yersiz ve gereksiz korkuların izâle olmasını dileyelim. Lemeât'te ifade edildiği gibi, semâdaki güneş bizimle konuşuyor. Kezâ,