Terörü besleyen unsurlar

Terörist faaliyetler, hemen hiçbir yerde bir tek sebebe dayanmıyor. İşin arka plânında, bu tür faaliyetlerin devamından nemâlanan, menfaat uman, hesap yapan, zalimane satranç oynayan değişik klikler, odaklar, unsurlar, komitalar, cereyanlar var.Bugünkü dünyada terör örgütlerinin en çok icra-yı faaliyette bulunduğu bölgelerin başında Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı coğrafya geliyor. Özellikle de Türkiye'nin doğu ve güney kesimi ile Irak ve Suriye'nin geniş kuzey hattında yaşananlar, neredeyse bütün dünya ülkelerinin dikkatini üzerine çekiyor. Dolayısıyla, dumanlı terör atmosferinden yararlanmak isteyenlerin iştahını açarak üzerine çekmiş oluyor. Şimdi, kimlerin bu kanlı-dumanlı ortamdan faydalanmak istediğine kısa maddeler halinde bakmaya çalışalım. Dünyadaki silâh imâlatçıları ile onların mamüllerini pazarlayan kalbi nasırlaşmış tâcirler, var güçleriyle savaşlardan, çatışmalardan, boğuşmalardan yana tavır koyarlar. Tabii, silâh kaçakçıları da öyle. Kan deryası, onlar için en kârlı pazardır. Dolayısıyla, onlar çatışmalardan, vuruşmalardan menhus bir lezzet alırlar. Beslenme, palazlanma kaynakları budur. Bir yerde kavga yoksa bile, orada kavgaya sebebiyet verecek bahaneler üretirler. Var olan kavgaları ise, alabildiğine körükleme cihetine giderler. İşte, Türkiye'deki terör örgütlerinin hem lider kadrosu, hem de bu örgütle yegâne mücadelenin ancak silâh yoluyla yapılabileceğini zannedenler, aslında bir yönüyle silâh ve mühimmat tüccarlarına hizmet ediyor. Bilerek veya bilmeyerek. Terör örgütlerinin bir de uyuşturucu payandası vardır. Bu husus, yakalanan ve itirafçı durumuna düşen birçok örgüt mensubunun ifadesinde de var. Uyuşturucu sektöründe olduğu gibi, silâh pazarında da büyük paralar dönüyor. Sadece Türkiye üzerinden işletilen uyuşturucu trafiğiyle el değiştiren paranın yekûnu, bazı devletlerin bütçesine tekabül ediyor. Terör vahşetini besleyen en önemli saiklerden biri de cehalettir. İlim tahsil etmeyen, cahil kalan, akıldan ziyade duygularıyla hareket eden ve ilimle yükselme yolunun kendisi için kapalı olduğu zehabına kapılan gençler, terör örgütünün silâhlı kadrosuna daha çabuk dahil olabiliyor. Bunlar, ölmekten ve öldürmekten başka birşey bilmiyor. Hatta, kim tarafından kullanıldığını ve içine girdiği boğuşmanın nereye varacağını dahi bilmiyor, bilemiyor. Cehalet ve maarifsizlik, Üstad Bediüzzaman'ın ifadesiyle, "vahşet, keşmekeş ve Garb'ın şemateti"ni netice veriyor. Nüfusu