Mustafa Kemal'in malvarlığı

Yaşadığı dönem itibariyle, Mustafa Kemal'in, gerek ülkede ve gerekse bölge çapında menkul-gayrı menkul maddî varlık yönünden en zengin siyasilerinden biri olduğu 11 Mayıs 1938 tarihinde resmen anlaşılmış oldu.O tarihte Meclis'in kontrol ve tasdikinden de geçen dökümlere göre, ortada çok büyük bir servet görünüyordu. Bu servetin çalışmakla ve maaşla elde edilmesine imkân ve ihtimal yoktu. O halde, M. Kemal, nasıl oldu da bu muazzam mal varlığının sahibi durumuna geldi Şüphesiz, üzerinde durulması ve incelenmesi gereken bir mesele. Zira, bu durum, kendisinden sonra gelecek devlet ve hükümet reisleri için de örnek teşkil edebilecek bir mahiyette görünüyordu. Bu kısa değerlendirmeden sonra, şimdi konunun detaylarına geçelim. Mustafa Kemal, ölümünden 5 ay evvel yazmış olduğu bir vasiyetnâme ile büyük bir yekûn tutan söz konusu menkul ve gayr-ı menkul mirasın varislerini de belirlemiş oldu. Servetinin ve mirasının hemen tamamını Halk Partisine bağışlayan M. Kemal, 11 Mayıs 1938'de Meclis'ten bu yönde bir kararın çıkmasını sağlayarak, miras devrini bir bakıma garanti altına almış oldu. Bizzat kendisi, o tarihten yaklaşık bir sene kadar evvel bu yöndeki resmî işlemlerin başlatılmasını talep etmişti. 11 Mayıs'ta ise Meclis vasıtasıyla son noktayı koymak istedi. Söz konusu malvarlığının dökümü ve devrine dair teknik bilgiler aşağıdaki gibidir. Arazilerinin toplam büyüklüğü 154 bin 729 dönümden fazlaydı. Ankara, Silifke, Tarsus, Dörtyol ve Yalova'da büyük çiftlikleri vardı. Bu çiftliklerin gelirini 1927'den beri Halk Fırkasına bırakmıştı. Son olarak, mülkiyetini de devretmiş oldu. İş Bankasında birikmiş olan paranın yekunu 73 bin lirayı geçiyordu. Bunun dışında, ayrıca 1,5 milyon lirayı aşan nakit para vardı. Bu servetin tamamı Halk Partisine miras olarak kaldı. M. Kemal, sahibi olduğu Ulus Matbaası ile çevresindeki bütün bina ve arsaları Halk Partisine, Hipodrom ve Stad çevresindeki arsaları