Darbe ve ölüm ile başlayan yeni bir dönem

GÜNÜN TARİHİ 26 Mayıs 1512Osmanlı Sultanları arasında kendisine "veli" nazarıyla bakılan Sultan II. Bayezid Hân, 26 Mayıs 1512'de 65 yaşında iken vefat etti. Sultan Bayezid-i Veli, ölümden bir kadar evvel de oğlu Yavuz Selim'den bir siyasî darbeye mâruz kalarak bir nevi uzlete çekilmişti. Sultan Selim, babasının vefatından yaklaşık bir ay evvel babasını Saltanat'tan feragat etmeye mecbur bırakarak Osmanlı tahtında oturdu: 24 Nisan 1512. Bundan beş asır evvel bugünlerde Anadolu coğrafyasında yaşanan siyasî fırtına, aslında yakında başlayacak olan yeni bir devrin habercisiydi. Nitekim, adı İttihad-ı İslâm olan o devir tam tamına dört yüz sene devam etti: 1517-1917. Cenab-ı Hak, adeta celâl ile o asrı çalkaladı, şiddetli fırtınalar estirdi, sonunda ise İslâm tarihinin içte-dışta en huzurlu, en saadetli ve en uzun ömürlü sulh-sükûn devresini yaşatmış oldu. Sultan Bayezid, iki büyük padişahın arasındaki en kuvvetli bağ olmasına rağmen, bir yönüyle en ıztıraplı bir şahsiyet olarak ömrünü geçirdi. Evet, iki büyük padişahtan birincisi olan Sultan Fatih Mehmed'in oğlu iken, ikinci büyük padişah olan Yavuz Sultan Selim'in de babası idi. Kaderin garip tecellisine bakın ki, babasının vefatından hemen sonra başlayan saltanat mücadelesinde kardeş Cem Sultan ile muharebede bulunmaya mecbur kalırken, hayatının sonlarında ise bu kez Trabzon valisi olan oğlu Şehzade Selim ile karşı karşıya kaldı: Birincisini (1481) kazandı; lâkin, ikincisini (1512) kaybetti. Birincisinde kardeşi kahır çekip kederinden vefât ederken, ikincisinde bu defa kendisi kahırlanarak üzüntüsünden vefat etti. Çektiği elem ve üzüntüyü arttıran husus ise, kendisi saltanat makamından ferâgat ettiği halde, mücadele bu kez oğulları arasında devam etti. Yeniçeri Ocağının da desteğini alan Yavuz Selim, çetin mücadeleler neticesinde kardeşlerine galebe çalarak tahta geçti. Saltanat müddeti ise, sadece sekiz sene kadar sürdü. Saltanat-ı dünyeviye öyledir işte: Yorucu, yıpratıcı, kahredici... Önemli birkaç notu daha ekleyerek nokta koyalım. Saltanat müddeti boyunca, hem Doğuda, hem de Batıda seferden sefere, zaferden zafer koşturan ve sayısız hayır eserlerine