Cuntanın demokrasiye ikinci darbesi

Günün Tarihi: 31 Mayıs 1983"12 Eylülcüler" olarak da bilinen son askerî darbe cuntası, siyasî iktidarı devirmekle kalmadı, hukuk ve kanunlar çerçevesinde yeni kurulan misyon partilerine de tahammül göstermedi. Cuntanın demokrasiye yönelik ikinci darbesi, siyasî yasaklı Süleyman Demirel'e yakın kimselerin kurmuş olduğu Büyük Türkiye Partisi'ne yönelik oldu. Seçimlere hazırlanan partiyi hemen ilk fırsatta kapatma cihetinde gittiler. Oysa, sözde anarşi ve terörü durdurmak ve yeniden demokrasiyi tesis etmek iddiasıyla yönetime el koymuşlardı. Ne var ki, anarşi ile hiçbir münasebeti bulunmayan bir misyon partisini hedefe koydular ve en ufak bir faaliyetine dahi tahammül edemediler. Demek ki, anarşi bahane idi; asıl gaye demokrasiye darbe vurmak idi. Tatbikat bunu gösterdi. Şimdi, o tarihte yaşanan gelişmelere biraz daha yakından bakmaya çalışalım. Adalet Partisinin devamı mahiyetinde 20 Mayıs'ta kurulan Büyük Türkiye Partisi (BTP), 31 Mayıs 1983'te 12 Eylül Cuntasının emriyle kapatıldı. Partiler, normal şartlarda mahkemelerin kararıyla kapatılır. Ama, BTP hakkında çok farklı bir uygulama devreye sokuldu. 12 Eylül Darbesinin üstelik üçüncü yılında kurulan bu parti, darbe konseyi tarafından mahkemeye hiç bile lüzum görülmeden, tamamen keyfî bir emirle kapatılmış oldu. Üstelik, partinin kurulmasından sadece ve sadece 11 gün sonra. Yani, partinin faaliyetine 2 hafta bile tahammül edilemedi. Bununla da iktifa etmeyen darbe cuntası, Büyük Türkiye Partisine doğrudan veya dolaylı destek veren siyasileri de sürgün cezasıyla cezalandırma cihetine gitti. Bu konudaki gelişmelerin seyri kısaca şöyle oldu: Kendine Millî Güvenlik Konseyi ismini takan Darbe Cuntası, 1983 yılı Mayıs ayı başlarında siyasî partilerin kurulmasına izin verdi. Bunun üzerine, diğer bazı partilerle birlikte Büyük Türkiye Partisi de 20 Mayıs 1983'te normal prosedüre göre kuruluşunu tamamlayarak resmî başvuruda bulundu. Amblemi sağ el olan bu partinin başına emekli Orgeneral Ali Fethi Esener getirildi. Partinin kuruluş çalışmaları ise, Demirel ile yakınlığı bilinen Hüsamettin Cindoruk, Mehmet Gölhan, Necmettin Cevheri, Nahit Menteşe ve diğer bazı eski AP yöneticileri tarafından fahri olarak, yani gönüllü bir şekilde yürütülüyordu.