NEDEN BEDİÜZZAMAN

Yine Eşref Edip'in "Yüz binlerce îmanlı talebeleriniz size âtî için ümit ve tesellî vermiyor mu" sorusuna;"Evet, büsbütün ümitsiz değilim... Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan Garb cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi Yoksa, İslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarıyla mı Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. Îman kalesini küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız îman üzerine mesâimi teksif etmiş bulunuyorum" dediği için Bediüzzaman'dır. "Risâle-i Nur'u anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. Ben, bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hâzır fen ve felsefesiyle