Kalpleri dağlayan bir durum

Ehl-i İslâm arasındaki birliğin ve dayanışmanın azalması, imanlı kalpleri dağlayan bir durum.Risale-i Nur mesleği bilindiği gibi "sahabe mesleği" olarak isimlendirilmiş. Sahabeler arasında olan "isar hasleti"nin gerçek anlamda uygulanmaması sonucunda bu ihtilafların olduğu akla geliyor. Yeni Asya'da da yayımlanan, sahabelerle ilgili bir menkıbeyi buraya almak istiyorum: "Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi Hiç kimse bilmiyor. Bu asla İslâm tarihinde de yazmaz. Hatta o okçular kimdi öz çocukları da bilmez, karıları da bilmez. Çünkü Ashab-ı Kiram kimseye söylememiş, saklamış. Ağızlarından bu konu hakkında hiçbir şey çıkmamış. Hatta ve hatta yıllar sonra Cemel, Sıffın gibi hadiselerde birbirlerine ters düştükleri vakitlerde bile; "Sen zaten Uhud'da da tepeyi terk etmiştin!" dememişler. Orada dahi birbirlerini hataları ile vurmamışlar. Ya Rabbi. Bu nasıl bir ahlâk! Birbiri hakkında konuşmak için en ufak bir fırsatı kaçırmayan, hatta "olanı söylüyorum, benim niyetim temiz" diye nefsini aldatıp ağzından akan kardeşinin ölü etinin kanlarını temizleyeceği en ufak bir fırsatı kaçırmayan ümmetin buradan alacağı çok ders var. Ne dersiniz Gayet ehemmiyetli ve hepimizi derin derin düşündürmesi gereken bir yazı değil mi Uhud Savaşı sonrası nüzul eden âyet de çok mühimdir. Bakınız Okçular Tepesi'ni terk eden Sahabelere karşı Peygamberimizin (asm) davranışını Rabbimiz nasıl tasvip ediyor: "O zaman, Allah'tan bir rahmet sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Ve eğer sen, kaba, katı yürekli olsaydın, mutlaka senin etrafından dağılırlardı. Artık