Adalet, herkese

Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır.Eşitlik kavramıyla birlikte düşünülmediği takdirde adaletin bir tarafının eksik kalacağı gerçeği göz ardı edilemez. Adaletli bir düzen için insan haklarına ve hürriyetlere riayet de yine bu sebeple şarttır. Aksi halde çeşitli sosyal problemler ve bunların kronikleşmesi kaçınılmazdır. Herkese hak ettiğini, hakkı olanı yani lâyık olduğunu vermeyi ifade eden anlayış, bu adalet anlayışının somutlaşmış bir halidir. Ulusal ve uluslararası metinlerde yer alan "kanun önünde eşitlik ilkesi" de aslında bunu sağlamaya çalışmaktadır. İnsanların toplum içindeki davranışlarıyla ilgili olduğundan ahlak ve din kurallarıyla da ilişkilidir ve tarih boyunca tartışmalı bir alan olmuştur. Adalet genel olarak ikiye ayrılır: 1-Denkleştirici Adalet: Bireyler arası eşitlik söz konusudur. Yapılanla tazminatın tutarlı olmasıdır. 2-Dağıtıcı Adalet: Herkesin toplumdaki görevlerine göre hükümlü olmasıdır. OrantısaldırNispidir. Sosyal devlet anlayışı biraz daha dağıtıcı adalete uygundur.1 Üstad Bediüzzaman da eserlerinin birçok yerinde adaleti ikiye ayırmaktadır. Bunlar, Adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyedir. Adalet-i mahzâ ile adalet-i izafiyenin izahı şudur ki: Adalet-i mahzâ: "Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir" (Mâide Sûresi: 5:32.) âyetin mânâ-ı işarîsiyle, bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk'ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir. Adalet-i izafiye ise, küllün selâmeti için cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmaya çalışır. Fakat adalet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez. Gidilse zulümdür. (Mektubat, 15. Mektup) İslâm, hayatın her safhasında ve her hâlükârda âdil davranmayı emretmektedir. Öyle ki, Allah'ın razı olduğu şekilde