Çocukluğumun korkuları

BİR ara gerçekten var olduğunu sandığımız trafik canavarı. YERALTI Canavarı filminin tuhaf canavarları. TURİST Ömer Uzay Yolu'nda filmindeki, tuz emerek insanları öldüren yaratık. Şekil değiştirirdi bir de... FIRINDA yanmasına rağmen öldürmekten vazgeçmeyen Chucky. Bunun yüzünden kendi oyuncak bebeklerimizden de korkmaya başlamıştık. SÜT Kardeşler'deki Gulyabani. SAADETTİN Teksoy'un aşırı fantastik programı. Çeşit çeşit türbelere gidip, 'Geceleri sesler geliyormuş buradan' diyerek başlardı araştırmaya... BOHÇANIN içine sarıp bizi götürecek zannettiğimiz bohçacılar. PALYAÇOLARDAN korkmamızın nedeni olan, Stephen King'in "It" filmi. TUVALET deliğinden çıkarak bizi içeri çekeceğini sandığımız hayali yaratık. HAYALET Avcıları'nın devam filmindeki korkunç tablo. PAZARDA kaybolmak. Bir anlık dalgınlıkla annenizin elini kaybettiğinizde etrafınızdaki etek yığınından bulun bulabilirseniz. GECE, odada yatarken televizyondan gelen çatır çutur sesler... KIYAMET alameti olduğu halk arasında yayılan sakallı bebek. Tan gazetesinin asparagas haberi bütün yurda yayılınca hikayesini duymuşluğunuz vardır. "BİR, iki... Bu gece senin için geldi Freddy... Üç, dört... Kapını sıkıca ört..." NEYE benzediği her birimizin hayal gücüne kalmış bir korku unsuru: Öcü... PASLI çivinin ayağımıza batması, tetanos olmak. HER sınıfta bir tane bulunan, göz kapaklarını ters çeviren çocuk. GECE çiş yapmak için lavaboya gitmek zorunda olduğumuz uzun ve karanlık koridor. BAŞTA ne kadar sevimliler derken sonradan yusuf yusuf etmemize neden olan Gremlinler. ÖZÜNDE iyi bir insan olduğunu büyüyünce anladığımız iğneci teyze. TARKAN: Viking Kanı filmindeki ahtapot. Acayip bir gerilim müziği de vardı bu sahnede. AHTAPOT yetmezmiş gibi üstüne Jaws'ı da izleyince denize girmekten iyice