Muhalefetin özlediği günler

Cumhuriyet tarihimizin en kanlı, en karanlık, kaosun ve istikrarsızlığın tavan yaptığı bir dönemi, 90'lı yılları özlüyorlar. Muhalefette varlık gayesi haline gelen bu özlem, ne akla, ne vicdana sığan ne de bütün varlığı kuşatan fıtrat kanunlarına uyumlu bir bekleyiştir. Onun için de asla gerçekleşmeyecektir. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Artık izmihlal o karanlık yılları özleyen yarasalara aittir. 24 Ocak 1993, PKK ile devlet ilişkilerini ifşa etmeye hazırlanan gazeteci Uğur Mumcu, Ankara'da Karlı Sokaktaki evinin önünde, arabasına konan plastik bombanın patlatılması sonucu suikasta kurban gitti. Failler hep meçhul kaldı ve bulunamadı 17 Şubat 1993, Genelkurmay Başkanı olmasının önü açık, Cumhurbaşkanı Özal tarafından da çok sevilen Türkiye sevdalısı bir asker, Jandarma Genel komutanı Orgeneral Eşraf Bitlis, ABD-PKK ilişkilerini açıktan dillendirdiği için Diyarbakır'a gitmek üzere bindiği askeri uçağı kalkıştan hemen sonra düşürülerek şehit edildi 17 Nisan 1993, Türkiye'ye çağ atlatmaya azimli Cumhurbaşkanı Turgut Özal öldürüldü Özal, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan'ı içine alan ziyaretler zincirini on bir günde tamamlayarak ülkeye döndü ve iki gün sonra da sözde kalp krizi nedeniyle vefat etti. Ancak vefatıyla ilgili detaylar incelendiğinde işin bir suikast olduğu ortaya çıktı. Bütün bulgular, cinayetin faili olarak FETÖ'yü işaret ediyordu. Özal, o günkü karşılığı cemaat olan bu örgütü hayatının her döneminde önemsedi, korudu, kolladı