Bağışlamak aynı zamanda bağışlanmaktır

Ramazan ayının artık son günlerini yaşıyoruz. Bu aydan bağışlanmış olarak çıkmak hepimizin ortak hedefidir. Bu ilişki üzerinden hareketle bir ilahi ahlak olan bağışlamayı bugünkü yazımıza konu edinelim istedik: Haklılığa dayalı güç ve kuvvet sahibinin, maddi ya da manevi yaptırımdan vazgeçerek, suçluyu, hatalıyı affedip bağışlaması, insani erdem yapılanmasının temelidir. Bağışlamada meselenin hukuki yanı kadar ahlaki yanı da önemlidir. Hata ve yanlış kaynaklı sorumluluk ve suç çok çeşitli, çok katmanlı olduğundan affedicilik de bunların bütünüyle irtibatlıdır. İnsan, doğası gereği hataya yatkın ve zaaflarının bilançosu oldukça kabarık bir varlıktır. İnsanız, eğitilmeye, terbiye edilmeye muhtacız. Bağışlamak ve bağışlanır olmak bizim için bir moral sığınak, bir rahmani barınaktır. Empati sürekli devrede tutulmalıdır. Suçlu, hatalı ben olsaydım, muhatabımın bana nasıl davranmasını bekler, talep ederdim Vicdanımızın bu soruya vereceği cevabın, tepkilerimizin, sempatilerimizin ve kararlarımızın bağışlamaya yönelmesinde zorlayıcı etkiye sahip olacağı şüphesizdir. Rabbimizin bize öğretisi de aynı doğrultudadır. Ayette: "İçinizden fazilet ve imkan sahibi olanlar, akrabalara, fakirlere, Allah yolunda hicret etmiş olanlara sadaka vermeme hususunda yemin etmesinler. Affedip müsamaha göstersinler. Siz de Allah'ın sizi affedip müsamaha