ABD'nin vekil terör örgütü: PKKYPG

Kulağa basit gelse de ABD'nin vekil terör örgütlerini kullanarak Türkiye'yi hedeflemesi son derece somut, ciddi ve gerçek bir durum. Güney sınırlarımızda PKK'nın Suriye kolu olan YPG'nin eğitilip donatılması, silahlandırılarak 100 bin kişilik yarı düzenli bir orduya dönüştürülmesi ABD'nin öncülük ettiği çabalarla mümkün oldu. Gazetemiz Akşam'ın önceki gün manşetine taşıdığı "Terör örgütüne bir tek F-16 vermemişler" haberinde, ABD'nin terör örgütü PKKYPG'ye verdiği silah, araç-gereç ve mühimmatın ayrıntılı listesi yer aldı. Terör örgütüne verilen 10 binlerce TIR dolusu silah ve araç-gereç içinde Amerikan ordusunun kullandığı Bradleey, Humwee ve M1117 gibi zırhlı müdahale ve taşıyıcı araçlar öne çıkıyor. Milan ve BGM-71 TOW gibi güdümlü tanksavar silahlar en tehlikeli olanları. ABD'nin yarı düzenli bir orduya dönüştürmeye çalıştığı terör örgütünün hedefinde ne Suriye rejimi, ne İran var; zira bu iki devlet sahada zaten YPG'nin ortağı. Türkiye karşı müttefikler. DEAŞ diye bir tehdidin "buharlaşarak" ortadan kalktığı da herkesçe kabul gören bir gerçek. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD'nin Suriye'nin kuzeyiyle ilgili planlarını şu sözlerle açık etmişti: "ABD askerleri, hala Fırat Nehri'nin doğu yakasının büyük bölümünü işgal ediyor. Orada sözde devlet kurmaya çalışıyorlar, bölünmeyi destekliyorlar ve bölgedeki Iraklı Kürtlerin bir kısmının duygularını kullanıyorlar. Bu şekilde Iraklı ve Suriyeli Kürtleri birleştiren yapıda sorunlara yol açıyorlar. Türkiye tabii bunlara kayıtsız kalamaz." Lavrov'un açıklamaları aslında Ortadoğu'yu kanlı bir sürece sürükleyen, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit eden ve doğrudan Türkiye'yi hedef alan Amerikan planlarının çok net biçimde ifşasıdır. Bu açıklamaların Türkiye'de yankı uyandırmaması ayrıca üzerinde durmayı gerektiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu planların farkında olarak 2016'dan beri alınması gereken tedbirleri