6'lı masaya övgü zamanı

Yeri geliyor 6'lı masayı eleştiriyoruz. "Çok dağınıklar, kendi içlerinde çekişiyorlar" diyoruz. "Ortaya somut bir proje koyamadılar" diyoruz. "Ekonomik sorunları nasıl çözecekleri belli değil" diyoruz. "Aday belirlemekte gecikiyorlar" diyoruz. Fakat şimdi eleştiri değil övgüyü zamanı zira dün açıkladıkları yeni Anayasa metni üzerinde titizlikle çalışılmış, devlet karşısında bireyi alabildiğine güçlendiren, muasır medeniyet seviyesine uygun, Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltecek bir anayasa teklifi olmuş. Açıkçası ben bunun Türkiye tarihinde hazırlanan en özgürlükçü anayasa olduğu hissine kapıldım. Denetlenemeyen, güçlü lider kültü içinde otoriterleşen, hukukun siyasallaştığı, medya özgürlüğünün daraltıldığı bir dönemi geride bırakıp özgürlükçü ve demokratik bir siyasi döneme geçmeyi vadediyor 6'lı masa. Peki eksiği yok mu Elbette var. Siyasi tartışma yaratacak tehlikeli sulara fazla dalmamışlar. Her anayasa değişikliği öncesinde gerilim yaratan anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı gibi maddelere dokunmamışlar. Muhtemelen hem İYİ Parti'nin hassasiyetlerini gözettiler hem de Cumhur İttifakı'na koz vermek istemediler. Zaten metinde mevcut haliyle HDP'yi de memnun edecek maddeler var. Yerel yönetimlere kayyım ataması uygulamasının son bulması, parti kapatma davası açılabilmesinin Meclis iznine bağlı olması, terör ve anayasal suç işleyenlerin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmaması gibi maddeler doğrudan HDP'yi ilgilendiriyor. Hazırlanan taslağın tümüne bakıldığında muhalefette kalan partileri olabildiğine güçlendirirken iktidarın her yoldan denetlenebildiği hatta sıkıştırılabildiği bir sistem öneriyorlar. 20 yıllık AK Parti iktidarında bunalan bir muhalefet sanki ülkeyi 20 yıl daha Erdoğan'ın yönetme ihtimaline karşı önlem almak istemiş. Eğer ki kendileri iktidar olur ve bu anayasayı getirilerse muhalefete geçen her kim olursa hükümeti oldukça zorlayacaktır. Dün metne eleştirel bakan AK Partili bir bürokrat "Bu anayasa ile yüzde 60'la seçilen bir hükümet bile iş yapamaz olur. Meclis yasa yapmakla değil hükümeti denetlemek, sıkıştırmak, yıpratmak ve sonunda düşürmek için çalışmaya başlar" yorumu yaptı. İş o raddeye varır mı bilmiyorum ama neredeyse hiç sorgulanamayan bir iktidar pratiğinden sonra sütten ağzı yanan muhalefetin Meclis'in denetim yetkisini sonuna kadar genişletme arzusunu doğal karşılıyorum. Zaten 1921'den beri bu ülke özgürlükler ve demokrasiyi önceleyen anayasalar ile istikrar ve güvenliği önceleyen anlayış arasında gidip geldi. Bugün muhalefet, istikrar uğruna aşırı güçlerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin karşısına güçlü bir parlamenter model ile çıkıyor. Bakalım 6 ay sonra millet hangisini tercih edecek. Programdaki tek sahici diyalog YAZARLAR Giriş: 29.11.2022 - 10:52 Güncelleme: 29.11.2022 - 10:52 ABONE OL Önceki akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Konya'da gençlerle buluşma programı yine banttan ve pek çok kanaldan aynı anda yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı bu programları aşağı yukarı iki yıldır yapıyor. Aslında amaç genç seçmenin oyunu almak ama öylesine kontrolcü bir zihniyet ile hazırlanıyor ki bütün esprisi kayboluyor. Gençler ellerine önceden tutuşturulan veya 'tavsiye edilen', aslında yeni neslin hiç ilgilenmediği soruları ezberleyip okumaya yönlendiriliyor. Hepsi söze abartılı övgü cümleleriyle başlıyor. İçerik zaten Cumhurbaşkanı'nın her gün anlattığı konular Tek bir eleştirel soru veya sahici bir talep yok. İzlerken adeta Sovyetik bir sistemde hissediyor insan kendini Cumhurbaşkanı aslında kendisine sorulacak her türlü soruya cevap verebilecek tecrübede bir siyasetçi. Fakat olur da bir gaf yapar korkusuyla