Elon Musk'ın paylaşımının 3 anlamı

Dünyanın elektrikli otomobiller çağı ve uzay çağı açısından en fazla ismini duyduğu, en fazla konuştuğu isimlerden birisi olan Elon Musk geçtiğimiz cuma günü bir sosyal medya paylaşımında İstanbul'un fethine atıfta bulunan, bizans askerinin uykuya yatarken 'kapıyı kitledim mi acaba' sorusunu aklından geçirdiği bir karikatür yayınladı. Küresel ve bölgesel gelişmelere istinaden, söz konusu karikatürün paylaşımına doğal olarak pek çok anlam yüklemek mümkün. Ancak, Elon Musk'ın bu karikatürden hemen bir kaç sonra paylaştığı diğer paylaşımlarda öne çıkardığı mesajlar, paylaştığı karikatürün güncel siyasi ve bölgesel ve küresel meselelerinden bambaşka bir yönü olduğunu gösteriyor. Elon Musk'ın esasen, bu karikatürden hemen, bugünün dünyasını hicveden fantastik komedi türünde bir filme 'adeta belgesel gibi' gibi atıfta bulunduğu paylaşımı da, bu paylaşımı takip eden diğer sosyal medya paylaşımlarını da, ülkelerin iyi eğitim görmüş kesimlerinden evli çiftlerin çocuk sahibi olmama eğilimlerini eleştirdiği mesajları da hiç şüphesiz bu karikatürle birleştirmek gerekiyor. Ardından, 'TikTok'un medeniyeti yok ettiği'ne dair mesajı da hiç şüphesiz yukarıdakilerle bağlantı. Bu mesaj ve sosyal medya paylaşımlarını, 'sadece TikTok değil, belki de genelde tüm sosyal medya platfomları' diye bir ileri aşamaya taşıması ve kendisinin yakın dönemde büyük bir yatırım hamlesi gerçekleştirdiği Twitter'ı da buna dahil etmesi dikkatle okunması gereken mesajlar. Elon Musk'ın paylaşımının ve takip eden paylaşımlarının 3 anlamı var. Birincisi, hiperdijitalleşmeye ve yeni bir uzay hamlesine açılan bir çağın insanoğluna yüklediği endişeler. Karikatürde ifade edilen 'kapıyı açık bıraktım mı acaba' metaforu, yeni bir çağın gelişini önleminin mümkün olmadığına işaret ediyor. İstanbul'un Fethi'nin askeri dehaya dayanan yönleri, teknolojik sıçrama detayı, lojistik ve taktik başarıları yanında, 'açık unutulan kapı' hurafesi ne kadar anlamsız bir detay ise, hiperdijitalleşmeye ve yeni bir uzay hamlesine açılan yepyeni bir çağa geçişi de, arkasındaki 'aklı', 'teknoloji'yi, 'inovasyon'u, 'arge'yi, 'bilim'i göz ardı ederek saçma sapan gerekçelere bağlamak da o kadar 'akıl tutulması'.