Seçilmiş ve atanmışların hukuki güvencesi

Uzun yıllar boyunca Türkiye'de siyasal ve toplumsal hayatta gidişatın nasıl belirleneceği hususunda gerilimli tartışmalara sebep olan "atanmış-seçilmiş dengesi"ne dair enteresan bir değişiklik yapıldı. Söz konusu değişiklikten kamuoyu İçişleri BakanıSüleyman Soylu'nun valiliklere gönderdiği talimatla haberdar oldu. İçişleri Bakanı Soylu'nun beyan ettiği karara göre il tanıtım günleri düzenleme yetkisi belediyelerden alınarak valiliklere verildi. Bundan böyle valilerin başkanlığında toplananİl Tanıtma ve Geliştirme Kurulutarafından ele alınıp yapılması kararlaştırılmayan hiçbir faaliyetin "il tanıtım günleri" adıyla gerçekleştirilmesine müsaade edilmeyecek. Kararın gerekçesi "dağınıklık ve kaynak israfı"nı engelleme şeklinde izah ediliyor. Malum olduğu üzere mezkûr karar farklı bölgelerden yoğun göç alan büyükşehir belediyelerini ama özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin doğrudan ilgilendiriyor. Belki İsrafı Engeller, Şüpheyi Besler Kesinlikle İl tanıtım günleri esas itibariyle yöresel ürünler ve yemeklerin tanıtım ve satışı, folklorik etkinlikler, bölgesel kültür ve tarih üzerine farkındalık yaratmak, hemşeri dayanışmasını diri tutup geliştirmek gibi aşina olduğumuz etkinlikleri ihtiva ediyor. Tanıtım günleri mahiyeti itibariyle belediye ile il-ilçe derneklerinin muhatap olduğu, değişik kademelerde siyasi ya da bürokratik temasların kurulmak üzere çift taraflı fırsatların kollandığı mevsimlik bir zemine işaret ediyor daha çok. Peki, bu karar siyasal ve toplumsal açıdan belirtildiği gibi dağınıklığı ve kaynak israfını engellemeye bir katkı sağlar mı "Hayır, hiç bir faydası olmaz" demek kolay değil. Ancak meselenin Bakanlık talimatında olduğu gibi "dağınıklık ve kaynak israfı"ndan ibaret olmadığı da izahtan varestedir. Mesele yerel yönetimlerin yetki ve etkinlik alanlarını kısıtlamak şeklinde de okunabilir. Bu bağlam son derece kritiktir. Çünkü seçilmiş olanların aleyhine atanmış olanların yetkisini bir tık daha genişletmeye işaret etmektedir. Üstelik 31 Mart ve tekrar eden 26 Haziran seçimlerinden bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yaşanan gerilime denk geldiği için "siyasi rekabete bakanlık talimatı yoluyla müdahale" şeklindeki algıyı da güçlendirecektir. İstanbul'a hizmet etmediği, İstanbul için hizmet ve proje üretemediği, Belediye kaynaklarını israf ettiği, zaman ve enerji kaybına sebep olduğu vs. için kamuoyu nezdinde eleştirmek ve teşhir etmek sadece siyasal rekabet açısından değil ahlaki ve hukuki açıdan da bir zarurettir. Lakin son dönemde İBB ve İmamoğlu bağlamında yapılan tartışmalar AK Parti açısından ciddi riskler ve çelişkiler taşımaktadır. Şöyle ki, AK Parti'yi