SADAT saplantısı ve NATO umarsızlığı

Bir zulme ve tecavüze, bir işgal ve katliama samimiyetle karşı çıkacaksanız öncelikle kimin kapısına dayanacağınızı, kimlerden hesap sormak üzere sesinizi yükselteceğinizi iyi bilirsiniz, değil mi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi yazarlarına verdiği özel mülakatın ayrıntılarını iki gündür okurken karşılaştığımız bir dizi tuhaflık sebebiyle mecburen bu 'adres' meselesiyle yazımıza giriş yapıyoruz. Meğer Genel Başkan Kılıçdaroğlu daha önceki kurum basmalardan farklı olarak bu kez merkezi Beylikdüzü'nde bulunan SADAT'ın kapısına kalabalık bir heyetle dayanacağını CHP'li vekillerden bile saklamış. Ne kadar faydası olur bilemeyiz ama siyasette zaman zaman böyle taktikler kullanılabiliyormuş demek. Şartlı Cümlelerle Psikolojik Harekât Metodu Hiçbir hüküm vermeden önce SADAT baskınının sebebi nasıl izah edilmiş, hangi gerekçeyle kapıya dayanılmış, şöyle bir kulak verelim. Baskının asıl sebebi ve gerekçesi olarak hemen her fırsatta "seçim güvenliği" öne çıkarıldı. Peki, şimdi CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitap eden 'anahtar' cümlesine dikkat kesilelim: "SADAT gibi kuruluşlar ne olursa olsun seçimi gölgeleyecek bir şey olursa sorumlusu burasıdır ve Saray'dır." Anlatım bozukluğu aşikâr olan bir şartlı cümle duruyor karşımızda: "seçimi gölgeleyecek bir şey olursa." Eğer Kılıçdaroğlu'nun CHP kurmay kadrosuyla birlikte kameralar önünde sarf ettiği anlatım bozukluğuyla malul mezkûr şartlı cümlesi yetersiz kaldıysa buyurun, aynı konuşmadan, size diğer iki cümleyi