27 Mayıs'tan 15-20 Temmuz'a

114 yıl önce 2. Meşrutiyetle başlayan süreçte TBMM'nin ortaya çıkışı, cumhuriyet adı altında kurulan 27 senelik tek parti diktasının ardından 14 Mayıs 1950'de gelen demokrasi hamlesi ve bu süreçte müthiş bir iman ve hürriyet mücadelesi veren Said Nursî'nin 23 Mart 1960'ta vefatından iki ay sonra gerçekleşen 27 Mayıs askerî darbesi...Bu birbiriyle bağlantılı, hattâ yer yer iç içe gelişen olaylar silsilesindeki temel dinamik, irtibat ve kopmaları iyi tahlil etmek lâzım ki, bugün gelinen noktayı doğru anlayabilelim. Bunun için, bütün bu devirleri yaşayan Bediüzzaman'ın kılavuzluğuna başvurmalıyız. 2. Meşrutiyetin ilânı sonrasında yeni rejimin dayanması gereken temel esasları adalet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvet olarak özetleyen Said Nursî, hürriyetin İslam ahlâkıyla bezenerek süslenmesi halinde yaşayıp gelişebileceği gerçeğine dikkat çekip, şahıs istibdadından kurtulalım derken komite istibdadına yakalanmama ikazı yapmıştı. Haklı çıktı. Önce padişah istibdadına bayrak açıp hürriyeti getirme iddiasıyla iktidara gelen İtttihatçıların komite istibdadı geldi; ardından cumhuriyet adı altında tesis edilip, öncekilere rahmet okutan tek parti diktası. Bediüzzaman meşrutiyet döneminde irtibat kurup dine hizmet için teşvik ettiği Ahrarların, 1950'de Demokratlar olarak tekrar dirilip iktidara gelmesinden sonra aynı teşviklerini sürdürdü; hatalarına karşı yapıcı ve yol gösterici eleştiri ve ikazlarda bulundu. Hayatının son yıllarında