Suriye ile barışalım mı, kara harekatı mı yapalım

Yıllar önceydi, Türkiye'nin Suriye'deki önceliğinin Esad rejimini devirmekten olmaktan çıkıp PKKYPG'yi önlemeye dönüştüğü zamanlar yani.Dışişleri Bakanlığı'nda başından beri Suriye iç savaşıyla ilgili Türkiye'nin tutumunu belirleyen ekibin önemli bir parçası olan bir haber kaynağıyla sohbet ediyordum."Herhalde" dedim, "Türkiye için bir tane çıkar yol kaldı. Esad rejimiyle anlaşmak ve PKK'yı iki yandan sıkıştırmak."Bu cümleyi haber kaynağımı tahrik etmek ve bu yolla ağzından laf almak için böye söylemiştim. Ama "Yok artık" tepkisiyle karşılaştım, "Halkını öldüren ve ülke dışına süren bir adamla birlikte iş tutulur mu hiç"Hani bugünlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Sisi ile tokalaşması için sık sık 19. yüzyılda bir İngiliz'in söylediği laf olan "Devletlerin çıkarları vardır, dostları yoktur" cümlesi sık sık hatırlatılıyor ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan gidip Esad'la mesela Soçi'de Vladimir Putin nezaretinde görüştüğünde ne söylenecek çok merak ediyorum doğrusu.Okumayanlara dün HaberTürk'te Kemal Öztürk'ün bu cümleyle ilgili yazısını çok tavsiye ederim. Bireyler gibi ülkeler ve devletler de ahlak ilkeleriyle bağlıdır ve ülke çıkarı kavramının bir sınırı olması gerekir.Mısır'la ilgili yapılan başından beri ülke çıkarına aykırıydı zaten ve yapılanın ahlaki ilkeyle olan bağı o kadar kuvvetli de değildi. Türkiye açısından doğru ve ahlaklı olan, körü körüne İhvan'ı desteklemek değil; Mısır halkını desteklemek, Mısır'ın yeniden demokrasiye dönmesini sağlamaya çalışmaktı. Bunu da Sisi ile ilişkileri keserek değil aksine Sisi ile ilişkiyi sürdürerek yapabilirdi Türkiye. Ama yapmadı.Şimdi Esad'la görüşmeye, yeniden eskisi gibi yakın dost olunmasa bile birlikte iş yapılmaya çalışılıyor. Nedir o birlikte yapılacak işler İki temel şey var: 1. Esad'ın Suriyelileri geri alması; 2. PKKYPG'yi sıkıştırması.Türkiye'deki ve başka ülkelerdeki Suriyelileri ülkeden kovan bizzat Esad'ken, o göçmenler neden geri dönsün Esad kaç kere geri dönün çağrısı yaptı, kimse dönmedi. Çünkü; 1. Ülkede çatışmalı ortam tamamen bitmiş değil; 2. Geri döneceklerin başına ne geleceği belli değil; 3. Ortada bir 'Suriye ekonomisi' olmadığı için dönenlerin nasıl hayatta kalacağı belli değil.Tayyip Erdoğan Esad'la görüşüp hangi ilave güvenceleri alacak da göçmenlere dönüş yolu açılacak Onları zorla yollayacaksak o görüşmeyi beklemeye ne gerek varPeki Esad PKKYPG'ye karşı neden Türkiye ile bir olsun Şu anda PKKYPG ile üstü örtülü bir anlaşma içinde, belli bölgeleri zaten onlarla birlikte yönetmiyor muKaldı ki Esad'ın gözünde Türkiye ve Tayyip Erdoğan "işgalci güç." Biz barışmaya gittik sanırken o masaya "Önce askerinizi ülkemden çekin, sonra da ülkemdeki silahlı güçlere dağıttığınız silahları geri alın" derse ne olacakSon bir hatırlatma: PKKYPG, iç savaşın başladığı 2011 yılından beri bir kez bile Suriye ordusuyla çatışmadı. Zaten bugün adına 'Rojava' denen bölgeyi Suriye ordusu orayı terk ederken PKKYPG'ye bıraktı da gitti, askeri depoları ve malzemeleri dahil.Tayyip Erdoğan bütün bunlara rağmen Esad'la barışabilir elbette.Ama sanki bir engel daha var:Bugünlerde Erdoğan açık açık Suriye topraklarına