'Look at the tabela' veya 'Risultato importante'

Seçimin ikinci tura kaldığı 14 Mayıs gecesi muhalefet cephesini derin bir ümitsizlik kaplamışken, bu cepheye yeniden moral aşılamaya çalışan slogan, Fatih Terim'in eski sözleri arasından bulundu: 'Biz bitti demedikçe bitmez'Şimdi, seçimin ikinci turu da bitti; pazar akşamı sonuçlar yeni belli olmuşken bir dostumla WhatsApp üzerinden yazışıyordum, bana 2018 seçim sonuçlarını gösteren bir kupür gönderdi, '5 yıl sonra aynı sonuç' diye yazdı.Ardından aramızda şöyle bir yazışma geçti:Ben: Ama nüfus arttı, şu an 26 milyon 915 bin oyuO: E büyüyen pazardan aynı payı almışO: Kategori büyümüş marka da payını korumuş sağlıklı bir şeyBen: Bir bakıma öyle evetO: Bir bakıma değil öyleO: Bazen keçi inatlı oluyosunBen: Abi 5 rakipli pazarla tek rakipliyi kıyaslıyorsun, pazar büyümüş, pazar payını korumuş ama satışları yükselmemişO: Look at the tabela!Bu cevabı hak etmiştim. Gelin tabelaya yakından bakalım. 2018'de Tayyip Erdoğan 26 milyon 325 bin 188 oy almış. Muharrem İnce'den Doğu Perinçek'e kadar bütün rakiplerinin oy toplamı ise 23 milyon 734 bin 61 olmuş. O seçimde Türkiye'de ve yurt dışında toplam 59 milyon 367 bin 469 kayıtlı seçmen varmış; bunların 51 milyon 197 bin 959'u oy vermiş.Pazar günü yapılan ikinci turda ise 64 milyon 197 bin 419 kayıtlı seçmen vardı; bunların 53 milyon 841 bin 229'u oy kullandı. Tayyip Erdoğan 27 milyon 725 bin 131 oy aldı; Kemal Kılıçdaroğlu ise 25 milyon 432 bin 951.Oransal olarak baktığımızda Tayyip Erdoğan 2018'de yüzde 52,59 oy almıştı; pazar günü de yüzde 52,16 oy aldı. 'Pazar payı'nda azalma var ama ihmal edilebilir seviyede.O bakımdan dostum son derece haklıydı; mazeret üretmek yerine Fatih Terim pragmatizmiyle hareket etmeli ve tabelaya bakmalıydım.Seçimin fevkalade eşitsiz bir ortamda yapıldığını defalarca yazdım, bir daha tekrar etmeyeceğim ama bu ortamın böyle olacağını hepimiz yıllar öncesinden beri biliyoruz. Bu seçimde cami imamlarından TSK'nın silahlarına kadar her şey Tayyip Erdoğan lehine propagandaya girdi. Açıkçası, kimse de şaşırmadı, çünkü bilinen ve beklenen bir şeydi.Bunları bugün bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun ağzından bile işitiyoruz, pazar gecesi 'muhalif' TV yorumcuları neredeyse sadece bunları söylediler, bugün bir kısım köşe yazarı da bunları yazmış. Bu kadar çok insanın Kemal Kılıçdaroğlu'na yenilgi için mazeret üretmek için gönüllü olması bir sürpriz değil, beni şaşırtmıyor da ama yine de