"Yaralı Coğrafya" Olmak

İki binli yılların başlarında, olaylar ve sorunlarıyla dünya gündeminin demirbaşı Ortadoğu coğrafyası, Saddam Hüseyin'in kişiliğinde ve Irak'ın temsiliyetinde bir süreliğine "belalı" ilan edilmişti. O sıralarda yazdığım bir yazının başlığında "Yaralı Coğrafya" nitelemesini yapmıştım. Bir süredir sağlık çalışanlarının, yani doktorların hedefe konulduğu tıp bilim alanını çağrıştıran Anatomi Atlası'ndan hareketle şöyle bir metafor, istiare ya da benzetmede bulunmuş ve şunları yazmıştım: "Anatomi Atlası'nı görmüşsünüzdür. Bir daire içinde bir insan vardır. Kolları dümdüz yanlarına açılmış, iki ayak kırk beş derece aralıktır. Ondan sonra oklarla insan vücudundaki uzuvları gösteren yazıları okursunuz. Baş, göz, kulak, ağız, burun, omuzlar, kollar, eller ve parmaklar, göğüs kafesi, kaburgalar, bacaklar, dizler, ayaklar ve bunları oluşturan daha küçük kısımlar Latince adlarıyla belirtilir. pushfn('ads'); Söz konusu daireyi dünya haritası olarak düşününüz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya doğru bakınız. İslam coğrafyası ayakta, kolları ve bacakları yanlara açık bir insan gibi durur. Rusya başın batısında, Çin ve bir kısmıyla Hindistan başın doğusunda kalırlar. Avrupa kıtası ve onun çıkması konumunda Amerika sağ böğründe, sol böğründe ise Filipinler, Avustralya ve Yeni Zelanda yer alırlar. Ayakların hafif açıklığında Yemen'den Endonezya'ya, Sudan- Somali'den Güney Afrika'ya kadar genişleyen bölümde İslam ülkeleri taban ekseni oluştururlar. Denebilir ki İslam coğrafyası yeryüzünün şekillenmesini sağlayan temel unsurdur ve bir insan vücudu gibi yeryüzü dairesinin çizilmesini gerçekleştirir." Muhterem Evren Karadayı'nın ısrarı üzerine, "Yaralı Coğrafya" başlığını taşıyan yazıyla birlikte birkaç yazıyı derleyerek bir kitapçık haline getirmiştim ve böylece ESAM (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) İstanbul Şubesi tarafından 2003 yılında yayınlanmıştı. Yeri gelmişken belirteyim, yeni eklemeler ile söz konusu çalışmayı Yeni Devir Yayınları değerlendirebilir. pushfn('ads'); Özetle, yirmi yıla yaklaşan süreçte, Ortadoğu, eş deyişle Akdeniz havzasında yaralamalar ve yaralanmalar üst üste sürüp gidiyor. Amerikan emperyalizmi, kendi kurgulamaları, iddiaları, istemleri, çıkarları bağlamında her türden vahşeti pervasız, hiçbir insani ilkeyi gözetmez uygulamalara başvururken,