Tarihçinin bakışıyla

Tarihin bilimsel bir disiplin alanı ya da konusu kabul edilmesi yanında, bizzat bağımsız bir bilim dalı olması gerektiği görüşünün tarihi pek geriye götürülemez. Yaklaşık iki yüz yıllık bir süreden söz edilebilir. Oysa insan zihni, dolayısıyla merakı başlangıcından beri, sadece kendi geçmişini değil, hemen her şeyin, her varlığın, her olay ve durumun zaman içinde nasıl, neden ve niçin gibi sorular ve sorgulamalar temelinde geçmişine merak duymuş, bilmek istemiştir. Elbette çeşitli açıklamalar, değerlendirmeler, yorumlar ve irdelemeler de ortaya konulmuştur, tartışmalar yapılmıştır. Bunların gerekliliği, yararlılığı açık olmakla birlikte, yapabilecek bir zihniyet yapısının bulunup bulunmadığı üzerinde durulacak bir başka konudur, hatta sorundur ayrıca. Tarihçi Prof. Dr. Faruk Sümer'in (1924-1995), Oğuzlar (Türkmenler) başlığını taşıyan önemli çalışmasının "Giriş"indeki birkaç satırı iktibas ederek, yeni bir irdeleme, değerlendirme ve yorumlara vesile olabileceğini düşünüyorum. "Anadolu'daki Türk cemiyeti birbirini izleyen uzun ve yorucu harbler, salgın hastalıklar ve kıtlıklar sebebi ile bir daha eski kuvvetini elde edemedi. Hatta XIX. yüzyılda Avrupa seyyahları, Hıristiyanların aksine Türk milletinin mahvolmaya doğru gittiğini müşahede etmişlerdir. XVI. ve XVII. yüzyıllarda çoğu Türk aslından olmayan Osmanlı müellifleri, Anadolu Türkleri'ne ve bilhassa köylülere Etrak-i bi-itrak (akılsız Türkler) demişlerdir. Fakat bu müellifler ve bütün Osmanlı idarecileri, Anadolu Türkleri'nin devletin asıl dayanağını teşkil ettiklerini idrak edememişlerdir. Böylece Türk cemiyetine zaaf gelince Osmanlı devleti de kudretini kaybetti. Osmanlı, son asırlara kadar Anadolu'nun insanını ve servetini görülmemiş bir israfla harcamış fakat ona hiçbir şey vermemiştir. Bu yüzden Anadolu Türkleri yoksul ve geri kalmış bir cemiyet, Anadolu da harab bir memleket haline gelmiştir. Anadolu halkı arasında idarecilere Osmanlı adı veriliyordu. Bu adın verilmesi, mensuplarının saray ve ocaktan yetişmeleri ve kavmi bakımdan Türk halkından çıkmamaları ile ilgilidir. Anadolu Türkleri bunlara