Nuri Pakdil Üzerine Bir Çalışma

"Yine 2019 yılının 16 Ekim'inde, sağlığıyla ilgili artan şikâyetleri üzerine Ankara Şehir Hastanesi'ne kaldırılır. Yapılan muayenesinde üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisiyle dahiliye servisinden sonra yoğun bakıma kaldırılmazdan on dakika öncesinde; "Dua eden arkadaşlara devrimci selamlar" der ve bu, onun dudaklarından dökülen son cümle olur. Aradan geçen iki güne rağmen hastalık süreci gittikçe ağırlaşır ve kalbi durur. Yapılan müdahale ve devam eden tedaviye cevap veremez hale gelir. 18 Ekim Cuma günü saat 14.15'te vefat eder." (Reşit Güngör Kalkan: Nuri PakdilÇiçeklerden Bir Bazuka, Okur Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 408) Mehmet Emin Ziyai ile Hatice Vecihe'nin ikinci çocuğu olarak 1934 yılında doğan Nuri Pakdil adı, Edebiyat dergisiyle adeta özdeş hale gelir. Tıpkı Necip Fazıl Kısakürek adının Büyük Doğu, Sezai Karakoç adının Diriliş dergisiyle özdeş bir niteliğe bürünmelerinde olduğu gibi. pushfn('ads'); Reşit Güngör Kalkan, zikredilen kitabıyla Nuri Pakdil üzerine kapsamlı ve belgesel nitelikte bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu özverili ve özgün emeğinden dolayı Kalkan'ı tebrik ediyorum. Kalkan'ın, bu vesileyle şu eserlerini burada kaydediyorum: "Hüzün Sendromu" (şiir) yanında "Sürgün Aşk Düğünleri", "Aşk Kadar İsyan Sesli", "Gül Üstüne Aşk Olsun", "Güzün Son Konuğu" denemeleri; "Ben İsmet Özel, Şair", "İlhami Çiçek, Türk Şiirine Buruk Bir Armağan", "Işığın Peşinde Bir Ulu: Mitat Enç" biyografileri ve " Gaziantep'in Çanakkale Kahramanları" araştırması yayınlanmış bulunmaktadır. Edebiyat dergisi bağlamında ya da Nuri Pakdil dolayımında gerçekleştirdiği çalışmasını Kalkan, beş bölüme ayırmış. 1. Bölüm, "Ağır Acı Oturuşlarla Çevrili Dünyada", 2. Bölüm, "Eğitim ve Aile", 3. Bölüm, "Bağlanma ve Aradakiler", 4. Bölüm, "Edebiyat ve Eylem", 5. Bölüm, "Sonrası Hep Eylem, Daima Eylem" başlıklarını taşımaktadır. Ayrıca "Sonuç ve Değerlendirme", "Kaynakça" ve "Bibliyografya" başlıkları çalışmayı tamamlamaktadır. pushfn('ads'); Kalkan'ın çalışmasının odağında Nuri Pakdil adıyla adeta özdeşleşen Edebiyat dergisi yer almakla birlikte, bunları kavramada, anlamada ve değerlendirmede belirleyici işlev görecek belgelere, bilgilere geniş bir şekilde yer verilmesi dikkat çekmektedir. Bu türden yaklaşım ve araştırmalar ya da incelemeler, bir sanatçının veya yazarın, salt ortaya koyduğu eserlerle yetinilmesinin kimi zaman yetersiz kalabileceğini düşündürmektedir. Oysa bir sanatçının veya yazarın sadece ortaya koyduğu eserler ile sınırlı kalındığında, onun birtakım kavramlarının, imgelerinin, görüşlerinin, düşüncelerinin vb. tam olarak açığa çıkartılamaması gibi bir sınırlamayla kalınması söz konusu olabilir. Bu bağlamda Kalkan'ın Edebiyat ve Nuri Pakdil üzerine yaptığı çalışma belgelere dayandırıldığı, en azından göz önünde tutulduğu için, özgün bir nitelik taşımaktadır. Özellikle Nuri Pakdil'in "mahremiyet" nitelemesiyle yakından ve doğrudan hayatı ve tutumunu anlamada bu türden ayrıntıların belirleyici önem taşıdığı söylenmelidir. Yeri gelmişken, Nuri Pakdil'in evlilik çerçevesinde, bizzat tanık olduğum bir durumu burada zikretme gereği duyuyorum. Sanıyorum, '70'li yılların başıydı. Edebiyat'ın Akay YokuşuEsat Caddesi'ndeki Demirler Pasajı'nda buluşmuştuk. Daha doğrusu Nuri Pakdil, öğleden sonra gelmiş, bir süre gündelik işler sonrasında, Fethi Ağabey'in (Gemuhluoğlu),