Üç harflilerin şerri

Elde var bir: Güncel serbest piyasa algısının yani adıyla sanıyla söyleyecek olursak "vahşi kapitalizm"in tek hakikat, faizin yani adıyla sanıyla söyleyecek olursak "paradan para kazanmaya ayarlı finans ekonomisi"nin tek gerçek olduğunu düşünen herhangi birinin marketteki peynir fiyatları üzerinden market zincirlerini eleştirmeye, geçtik eleştiriyi "bu kadar da olmaz ki yahu" demeye zerrece hakkı yoktur. Kapitalim, oyununu böyle oynar hanımlar beyler. Yok, 9 milyon cezayla, olmadı 2 milyar cezayla, olmadı bilmem neyle de bu oyundan vazgeçmez. Yeter ki tatlı kârı, uğradığı zarardan fazla olmaya devam etsin. Ne vatandaşın cebini, ne mutfaktaki yangını, ne de çocuklarının karnını neyle ve nasıl doyuracağını düşünen annenin hissiyatını hesaba katar. Satar geçer, kazanır geçer. Denemesi bedava. Şimdi ben bu üç harfli, beş harfli, bilmem ne zıkkım vahşi kapitalistlerin isimlerini şuraya yazsam ve desem ki "Ali, Veli, Murat, Ayşe vahşi kapitalisttir, vicdansızdır, hatta kansızdır." Ne olur biliyor musunuz Önce kansız ve vicdansız olmadıklarını ispat etmek için bir hukuk ordusu salarlar üzerime. Benim gibi "tek tabanca" birinin uğraşamayacağı, altından kalkamayacağı bir süreç başlar. Aynı anda bir şey daha olur. Bu vahşi kapitalistlerin daha da vahşi reklam müdürleri, kurumsal iletişim bilmem neleri tek tek yer aldığım medyanın yöneticilerini, sahiplerini, CEO'larını, reklam müdürlerini arayıp "yazmaya devam edersem verdikleri reklamları kesecekleri" tehdidini savururlar ki daha önce savurmuşlukları vardır. Elde var iki: Bire aldığını üç liraya satma fırsatını ele geçirmişken bire aldığını bir buçuğa satıp masraflar düştükten sonra kazandığı yirmi kuruşa "Allah bereket versin" diyen kim varsa aramızda, lütfen parmak kaldırsın. Hayır. Şunu kastetmiyorum. Piyasanın zorlamasıyla bire aldığını bir buçuğa satan değil. Bire aldığını üçe satması garanti iken bir buçuğa satıp "Allah bereket versin" diyen parmak kaldırsın. Serbest piyasayı, kârı maksimize etmeyi, "ben çakar geçerim kardeşim" kolaycılığını ruhumuza kadar sindirmişken, biz kendi ticari hayatımızda hiçbir kural tanımazken marketçilere "peynir fiyatı" üzerinden savaş açalım mı Açabilir miyiz Dün gibi hatırlıyorum. Dolar astronomik şekilde yükselirken bir sürü arkadaşım bir yandan "Allah memleketin yardımcısı olsun" diye dua ederken bir yandan da tüketici kredisi kovalayıp dolar almışlardı mesela. Türkiye zaten uzun süredir böyle bir ülke bence. Herkes düzelmeyi "kendisinin dışında bir yerden" umuyor. Hâlbuki Allah'ın vaadi haktır: "Siz kendinizde olanı değiştirmeden Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmez." Elde var üç: Ne olacak peki bu üç harflilerin şerri,