İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hasta hakları ve dahi hayvan hakları... Sözde bunların hepsi, korunması ve geliştirilmesi lazım gelen değerler. İnsanın bir kıymet ifade edip etmediği, bu hakların ne derece korunduğu ile anlaşılır. Ne yazık ki cihanşümul seviyede yüceltilmesi yönünde yapılan bütün çağrılara rağmen, insanlıktan nasibini alamamış kişi, toplum veya devletlerin saldırıları karşısında hepsi boşa çıkıyor. Bu dünya baştan aşağı yalancı, ikiyüzlü, küstah, bencil, vahşi ve vicdansız kişilerin tasallutu altında, süratle uçuruma doğru sürükleniyor. Bunun en son örneği Gazze'de yaşanan felakettir. Dün (20 Kasım) güya Dünya Çocuk Hakları Günü idi. 1989 yılında BM Genel Kurulu'nun kabul ettiği Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, adı üstünde "ÇOCUK HAKLARI", çocukların doğuştan sahip olduğu varsayılan; hayat şartları ve tehlikelere karşı korunma haklarını ifade eden bir kavram. Aradan geçen 34 yıllık uzun zamana rağmen, çocuk haklarının teminat altına alınması ve daha güçlendirilmesi noktasında, kayda değer bir ilerlemenin olduğunu ne yazık ki göremiyoruz. Dünyada her geçen gün artan "ÇOCUK İŞÇİ" sayısından tutunuz da, eğitim hakkı ve eşitliğinden mahrum büyüyen, yoksulluğun bütün şiddetini yaşayan, bilhassa iç çatışmaların eksik olmadığı memleketlerde her türlü olumsuzluğun yanında bir de öksüz ve yetim kalan çocuklar... Çocuk ticareti ve çocuk istismarı felaketine maruz kalan çocuklar... Korunaksız ve kendi kendini korumaktan tamamen aciz o talihsiz çocuklar... Dünya genelinde, masum ve çaresiz çocuklara karşı o kadar vicdansız, o derece acımasız, zalim ve vahşice davranan insan kılığında canavarlar var ki!.. Bunların içinde mal-mülk, servet, makam-mevki, dolayısıyla gayrimeşru güç sahibi olmuş, insanlığın yüz karası yaratıkların fink attığı bir dünyada, çocuk haklarından ne kadar bahsedebiliriz ki
Gazze'de, Siyonist İsrail tarafından, 44 günde beş bin beş yüzden fazla çocuk hunharca katledildi. Toplam 365 km2'lik bir toprak parçası üstünde her gün ortalama 136 çocuk katlediliyor... BM 2021 yılı raporuna göre, her dört saniyede bir çocuk veya genç ölüyor! Gazze'deki İsrail soykırımı, bu rakamı çok daha büyüttü. Çünkü İsrail'in vahşi bombardımanından ötürü, her beş dakikada bir çocuk hayattan kopuyor! Söyler misiniz, bu şartlar altında, Gazze'de Dünya Çocuk Günü'nün bir anlamı var mıdır Sözde Dünya Çocuk Hakları Günü, dili; dini ve ırkı ne olursa olsun, daha güzel bir dünyada yaşama hakkının, bahsi geçen sözleşme ile teminat altına alınması hedefleniyor. Hani nerede Bir bardak suya, bir lokma ekmeğe muhtaç o zavallı çocuklar için hayatın manası kaldı mı Psikologların anlatımına göre, bu felakete maruz kalan bütün çocuklar travma geçiriyor... Sadece çocuklar değil elbet, ebeveynler de travma geçiriyor. Haberlerde izlemişsinizdir; bombardımanın enkaza çevirdiği bina yıkıntıları üzerinde, bağrını yırtarak hepsi de artık yaşamayan dört çocuğuna seslenen babanın hâlini anlatmaya kelimeler yeter mi Yahut aklını tamamen yitirmiş gibi kalabalığın içinde, "ÇOCUKLARIM BİR ŞEY YİYEMEDEN AÇ OLARAK ŞEHİT OLDULAR..." diye, yürek paralayıcı ağıt yakan annenin hâlini nasıl anlatabiliriz Bunların hepsi, tüm insanlık için büyük tehdit ve tehlike olan Siyonizm'in eseridir.