Anlama hareket katan nedir

"Mekanın hakkını vermek" şeklinde kavramsallaş-tırabileceğim bir çerçeve var. Ki bu aynı zamanda, zamanın hakkını vermeyi de sonrasında varlığının hakkını vermeyi de beraberinde getiriyor. En azından getirmeli diye düşünüyorum. Hayatta, mesleğimde, kişisel ilişkilerde, sosyal hayatta hatta kendime karşı dahî en titizlendiğim konu, bir anın, bir şeyin, herhangi bir şeyin ve aslında her şeyin, nostaljik - duygusal olmaması, kalmamasıdır. Daha somutlaştırmak gerekirse, bugün herhangi bir mekanın paylaşılan fotoğrafı, "hoşluk, güzellik, anı" oluyor ve öylece kalıyorsa, mekandan, zamandan, kendimizden ve nihayetinde varlığımızdan "çalıyoruz" demektir. Burada, literal, metaforik, âfâki bir şeyden değil, birebir yaşanan şimdiyi oluşturan bütün zamanlardan sözediyoruz aslında. Sözün otağını buraya kurmamın, ocağını buradan yakmamın sebebi biraz da, sosyal medya hesaplarımdan zaman zaman paylaştığım ya da yine bu köşede yayınladığım Semerkand ve Buhara fotoğrafları oldu. Gerçekten de her birimizin kendisine sorması lazım gelen gerçek sorulardan biri olduğunu kanaatindeyim bu sorunun. Elbette ilk kez sormuyorum bu soruyu ama, bir kez de sizlerin huzurunda hem kendime hem de sizlere, her birimize sormak isterim. Neden Bunu neden yapmaktayızdır Heyecan ile karşıladığımız, karşılaştığımız, bir şeyi, herhangi bir şeyi, her şeyi, yanına kendimizi de iliştirerek paylaşmanın temelinde tam olarak ne vardır dersiniz Nihayetinde bu soruların muhtemel cevapları her insanın kendindedir. Burada, böylesi bir bahisle, her okuru davet etmeye niyetimin olduğumun yer, mekana sıkışan tarihin