Hakk'a meydan okuyanlar

Bismillahirrahmanirrahim Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz. Aklını, hevasını, malı mülkü ilah edinip, inkâr, şirk ve nifak yoluna sapanlar, sanki Hakk'a hakikate meydan okuyorlar. Kendilerini, kendilerine ilah edinerek mutlu ve müreffeh olmaya çalışıyorlar. İçlerindeki putları dışarıda görünür hale getirerek güya Allah'a inat iş görüyorlar. Ateşe, Zeus'a, Minerva'ya, ineğe, Ahuramazda'ya, Apollon'a Kabbala'ya tapınanlar, aslında kendilerine tapınarak çıkarlarını koruyorlar. Bu cahiller ve zalimler, bu batıl ilahların işe yaramadığını, konuşamadığını, fayda ve zarar veremeyeceğini, başına konan bir sineği kovamayacağını biliyorlar. Biliyorlar da bu ilahlar adına ürettikleri batıl din ve düzenleri, çıkarları için muhafaza ediyorlar. Faizi, kumarı, içkiyi zinayı, haramı, yalanı, talanı, itibarları için israfı, hakları olmadığı halde fert ve toplumun malına çökmeyi, kendileri için hak sebebi sayıyorlar. Kur'an bunları şöyle tanımlıyor. Mücadele 19: "Şeytan, şeytan tabiatlı ahlâksız azgınlar, şeytani güçler onları etkisine almış ve onlara Allah'ı anmayı, Allah'ı zikri, Kur'an'ı, İslam'ı tebliği, Allah'a itaati ve şükrü unutturmuştur. Onlar şeytanın hizbinden yandaşlardır. Unutmayın, şeytanın hizbinden yandaşlar, işte onlar hüsrana uğrayanlardır." Şeytanın yolunu takip eden bu insanlar, bir gün kendilerinin de öleceğini bildiklerinden, tabiata iman edip sığınıyorlar da akıllarına, her şeyi yoktan var eden, yerli yerince koyan Allah'a sığınmak gelmiyor. İnsanlardan kimileri de, yaptıkları araştırmalar sonucunda, Allah'ın varlığını kabul etmek zorunda kaldılar ama Kur'an'a, İslam'a inanmak istemediler. Çünkü Kur'an'a ve İslam'a teslim olmayı çıkarları için uygun bulmadılar. Kur'an ve İslam; faize, kumara, rüşvete, karaborsaya, aldatmaya, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan düzenlere, haksız ve haram kazançlara karşı çıkıyordu. Kadını, bir fesat ve bozgunluk aracı olarak kullanmaya engel oluyordu. Bunun için, Allah bizim dünya işlerimize karışmasın diyerek, Kur'an'a ve İslam'a karşı çıktılar. Akıllarınca başkaldırdılar. Güya kazanıyorlar, aksine kaybediyorlar. Bunu bugün anlamasalar da yarın anlayacaklar. pushfn('ads'); KARA KALPLERAllah'a, Kur'an'a ve İslam'a başkaldırıp batıl din ve düzenlere tabi olanların, İslam'a bir saadet düzeni olarak tabi olmalarını engelleyen kara perde, gönül cevherlerini kapatan kara pas, inkâr, şirk ve nifak pisliğinin kalplerine şırınga ettiği şerdir. Bunlar, ürettikleri cahiliye hükümlerini Allah'ın hükümlerinin yerine koydukları için kalpleri mühürlenmiş kimseler olduklarını da kabullenmezler. Hâlbuki ki Allah'tan daha iyi hüküm koyan kimse olmaz. İnkârcının kalbi katı, müşrikin kalbi kilitli ve karışık, münafığın kalbi ise hastadır. Bu üç tip insana şeytan, yaptıklarını güzel ve cazip gösteriyor. Allah, onlara göz, kalp ve kulak verdiği halde, bunlar ile faydalı iş yapmıyorlar. Kibirleri, kalplerini pasa boğmuştur.Kalp kararmasının sebebi; "hırs, haset, kibir" illetleridir. Bunlar; çok yemek, çok uyumak, tembellik, zalimleri sevmek, mal, makam ve başkanlık sevgisi ahlaklarını doğurur. Haram yemek kalbi karartır. İbadetin tadını duymaz. Allah korkusu hatırına gelmez. Gördüklerinden ibret almaz. Okuduklarını, öğrendiklerini anlayıp kavrayamaz. İplik gibi rüzgârın sağa sola eğip büktüğü kararmış kalpler; kötülüğü emreden nefsin kölesi olmuş, sonu azap olan bir yola girmiştir. pushfn('ads'); SEBEPLERHakk'a karşı gelmenin, haddi aşıp meydan okumanın başlıca sebepleri şunlardır. 1. Büyüklenme: Başkaldırmanın sebeplerinin başında büyüklük taslamak gelir. Onlara kıyamet günü; "Yeryüzünde hak etmediğiniz halde, büyüklük taslayıp serkeşlik, zorbalık, diktatörlük etmenizin, boyunuzca günah, isyan, inkâr bataklığına dalmanızın, doğru ve mantıklı düşünmeyi terk etmenizin, fasıklığınızın cezasını çekeceksiniz" denilir. 2. Haddi aşmak, taşkınlık: Fert ve topluma karşı,