Dava Adamı Olmak

Bismillahirrahmanirrahim Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz. Fert ve toplumun yaratılış gayesine uygun yaşayabilmesi, İslam'ca bir hayatın başlaması ve tüm insanların Kur'an ahlâk ve düzeni ile tanışabilmesi ancak İslam'a davet ile mümkündür. Bunun için tebliğ ve davet İslam'ın önemli aksiyonlarındandır. Allah; insanı kendisine kulluk için yaratmış ve hayat sermayesini bu kulluk için kullanmasını emretmiştir. Müslüman kadın ve erkek, her birine çizilen sınırlar içinde İslam'ı, bir düzen olarak hayata ikame etmekten uzak olursa, Allah'a kulluktan çıkar, arzularının kölesi, emir ve yasaklarına, ahlâkına, edeplerine uymazlar ise zarara uğrayanlardan olurlar. İslam; zan ile değil ilimle yaşanır. Ve İslam tebliğ ve davet ile geleceğe taşınır. Tebliğ ve daveti hafife alan Müslüman bir kimse, adı Müslümanlardan olur. Tebliğ ve davet farzı terk edilirse, fert ve toplum bunun hesabını Allah'a veremez. Ahzab 45-46: "Ey peygamber, biz seni Kur'an'ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şahit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak gönderdik. Seni, Allah'ın bilgisi, planı, iradesi dâhilinde, insanları Allah'a, Allah'ın yoluna davet eden, Allah'ın yolunu aydınlatan, gönülleri ısıtan bir güneş olarak gönderdik." Bu ayet, Müslüman fert ve topluma tebliğ, davet ve uyarmak konusundaki ödevlerini hatırlatıyor. Bizim milli görüşümüz İslam'dır. Bunun için, "İslamsız saadet olmaz" esasına bağlı olanlar kendilerini Milli Görüşçüler olarak tanımlıyorlar. Milli Görüş'ün en önemli özelliklerinden birisi de hakka batıl karıştırmamaktır. Milli Görüşçü; din ve düzen olarak İslam'a her konuda teslim olmuş kimse olarak hak bildiği Adil Düzen davasının adamıdır. pushfn('ads'); BİR DAVA ADAMI Bir Milli Görüşçüyü davasının adamı yapan özellikleri tekraren hatırlamakta fayda vardır. 1-Hakka, Adil Düzen'e davet etmek. Bu dava haktır ve tek davadır. Bu yüzden her dava adamı, fert ve toplumu Hakk'a, Adil Düzen'e davet eder. Haktan ve Adil Düzen'den başkasına davet zulümdür, haktan uzaklaşmadır. Bunun için her kim kendisine, cemaatine, milliyetine, çokluğa, paraya, makama ve zulüm düzenlerine davet ederse bu sapmadır.2-Dava adamı, fedakârdır. Dava adamı bu davanın kendisinden fedakârlık istediğini bilir ve her türlü fedakârlığa kendini hazırlar. Koşar, yorulur, terler ama asla davası için fedakârlık yapmaktan vazgeçmez. 3-Dava adamı, davetine tevhitten başlar. Bütün peygamberler davetlerine tevhidi anlatarak başladılar. Tevhidi bilmeyen, Rabbini tanımayan, niçin geldiğini, nereye gideceğini, yaratılış gayesini anlamamış insanların Adil Düzen'e teslim olmaları mümkün olmaz. 4-Dava adamı, Allah'ın yardımının hak davaya sarılmakla geleceğine iman eder. Allah'ın yardımı bizim olmazsa olmazımızdır. Eğer Allah bize yardım etmezse, dava adamı olmak bir yana Müslüman olabilmemiz ve kalabilmemiz bile mümkün değildir. Allah'ın yardımı bizim en büyük gücümüzdür. 5-Dava adamı, Allah yolunda hak ölçülere göre cihat eden adamdır. Allah yolunda öyle cihat etmeliyiz ki niyetimiz, sadece Allah'ın rızası olmalı, hem de Kur'an ve nebevi ahlâka uygun hareket etmeliyiz. Bir kişi bu yolda ihlâslı değilse ne yaparsa yapsın tüm amelleri boşa gider. 6-Dava adamı, İslam'ın adil düzeninin emanetçisi ve mirasçısıdır. Bütün peygamberler, insanları saadet düzenine davet etmişlerdir. Bir dava adamı da bütün insanlığın saadeti için çalışmak zorundadır. pushfn('ads'); Bu emanet, diğer tüm emanetlerden daha kıymetli bir emanettir. 7-Dava adamı, imkânına göre değil