O koltuk

TÜRKİYE Anayasa Mahkemesi'nin neden olduğu bir yargı krizi ile başbaşa. Mahkeme bireysel başvuru hakkını oldukça keyfi yorumlayarak sahip olmadığı bir yetkiyi kullanıyor. Adeta temyiz mahkemesi gibi hareket ediyor. Son örnek HDP'li Can Atalay meselesi.
Atalay mahkeme tarafından Gezi Kalkışması davasında suçlu bulunmuş. Yargıtay da cezasını onaylamış ve kesinleştirmiş. Sonra Atalay HDP listelerinden milletvekili oluyor. Seçildiği halde hapiste olmasını gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunuyor ve mahkeme Atalay'ı haklı buluyor. Bu şu anlama geliyor; Anayasa Mahkemesi aldığı kararla yerel mahkemenin ve yargıtayın vermiş olduğu mahkumiyet hükmünü bozuyor ama böyle bir yetkisi yok! Bunun üzerine ilgili Yargıtay dairesi Can Atalay kararını değiştirmiyor ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yetki aşımında bulundukları iddiası ile suç duyurusunda bulunuyor.
Meselenin hukuki detayı çok fazla. Önümüzdeki günlerde bu meseleyi bol bol konuşacağız. Bir de siyasi yansımaları var.
CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel anlaşılan bu konudan kendisine bir muhalefet kariyeri çıkartabileceğini düşündü. Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararını bir darbe olarak niteledi. Partisinin Meclis grubunu olağanüstü toplantıya çağırdı. Hatta insanlara anayasayı savunmak için sokağa çıkma çağrısında bulundu. Dün akşam memleketin sokaklarına baktım.
Pek bir olağanüstülük göremedim. Ne darbe yapılıyor gibi ne de darbeye karşı çıkılıyor gibi bir hava vardı. Özel'in Anayasa konusunda hassas olması kıymetli. Ne de olsa o da sizin benim gibi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Üstelik ana muhalefet partisinin genel başkanı olması hassasiyetin ötesinde bir görev de yüklüyor Özel'in omuzuna.
Konuyu gündem etmesi, konuşması, itirazını dile getirmesi normal.