Fantastik bir yasak hayali

GERÇEKLEŞMESİ mümkün olmayan fantastik bir düşüncem var. Normalde yasaklarla aram pek iyi değildir ama bu sefer yasak istiyorum. Nasıl olsa gerçekleşme ihtimali yok diye ben de rahat rahat hayal kuruyorum. Anketçiler, gazeteciler ve siyasetçiler... Fantastik hayalim bunları ilgilendiriyor ve tabii seçim dönemlerini. Seçim yaklaşınca, özellikle son haftalara girince herkes "Kim kazanır" sorusunun cevabını merak ediyor. Soru cevaplanırken herkes bir değerlendirme yapıyor. Değerlendirmelerin içine şüphesiz temenniler giriyor. Eğer desteklenen bir aday varsa haliyle "Kim kazanır" sorusuna cevap verirken aslında biraz da "Kimin kazanmasını istersiniz" sorusuna cevap veriliyor. Aslında bunda da bir sorun yok. Nihayetinde insanız, etten ve kemikteniz. Duygularımız var, makine değiliz. Ama bu işin tadı oldukça kaçtı. Anketçiler, gazeteciler, siyasetçiler ortaya bir iddia koyuyorlar. Seçim sonuçları gelince oturdukları yerden salladıkları, rakam uydurdukları anlaşılıyor. Öyle 2-3 puanlık hata paylarından, 3-5 puanlık sürprizlerden bahsetmiyorum. Verdikleri rakam misliyle yanlış çıkıyor. Anketçi anket açıklıyor; 40 oy alır dediği parti ya da aday seçimde 25'te kalıyor. Üstelik 20 yıldır her seçimde böyle. Gazeteci bu seçim farklı bir dip dalga var, diyor. Köşe kadısı gibi bilgiç bilgiç konuşuyor. Yetmedi siyasetçinin yerine geçiyor. Yandaşı olduğu CHP adına seçmene, bürokratlara, AK Parti'de siyaset yapanlara parmak sallıyor. Yargılanacaksınız, hapse gireceksiniz tehditleri savuruyor. Seçimler olup bitince bir bakıyoruz, her şey normal. Dip dalga olmuş ama sandıkta olmuş. AK Parti yine kazanmış, muhalefet yine kaybetmiş. İstikrar kazanmış, ülke süt liman. Dip dalga ile iktidar olacağı söylenen muhalefet yine küvette boğulmuş. Millete tehditler savuran muhalefet yandaşı gazeteci ertesi gün yine yazıyor, konuşuyor. Yüzü kızarmadan insan içine çıkıyor, bir özeleştiri