Siyasetin paralel evrenleri

Türkiye'de, paralel evrenlerde yaşayan, birbirinden pek de haberi olmayan halklar var. En az iki paralel evrende. Belki daha küçük birkaç evren daha var. Ne demek istiyorum Aynı ülkeye, aynı olaylara bakıyoruz ve birbirine taban tabana zıt şeyler görüyoruz. Olaylar aynı, algılar bambaşka. Hadi biz subjektif değerlendiriyoruz. Peki, anketlere ne oluyor İktidarı önde, muhalefeti arkada gösteren anket hatırlıyor musunuz Bir düzine şirket varsa ikisi doğru bildi deniyor; peki öteki 10 şirketin verileri başka bir dünyadan mı alınmıştı Bunca gazeteci, bunca kanaat önderi, bunca fikir adamı, hatta bilim adamı 14 Mayıs'a rap rap, emin adımlarla geldi ve 15 Mayıs'ta ağzı açık, şaşkın çıktı. Biz, yirmi küsur yılın ardından bir ekonomik yıkıntı görüyoruz. Hukuktan eğitime, adaletten üniversiteye düşüşte bir ülke görüyoruz. Öyle anlaşılıyor ki biz azınlıktayız. Diğer evren, aya gitmeye hazırlanan, dünyanın imrendiği bir Türkiye görüyor. YANKI ODALARI MIBu son paragraftan bile emin değilim. Şimdi birileri çıkıp diyecek ki "Son güne kadar erzak dağıttılar, para saçtılar. Bu sonucun, şöyle veya böyle görmekle bir ilgisi yok. Parayı veren düdüğü çalıyor." Ben buna da inanamıyorum. Hadi yüzde bir, iki böyle etkilensin. Biraz makul görünen açıklama, yankı odası etkisi. Yankı odasının ne olduğunu bilenler yazının sonuna atlasın. Bu, ithal bir tabir. Dış dünyadan tecrit edilmiş bir oda düşünün. Siz, odanın ortasında durup müthiş birnutuk atıyorsunuz. Ne olur Sesiniz gider, o odanın duvarlarına çarpar ve size geri döner. Siz de "Vay be!", dersiniz, "Ne güzel tepki! Herkes, ama herkes tıpkı benim gibi düşünüyor!" İşte Türkiye'deki (en az) iki paralel evrenin kendi yankı odaları var. İktidarın, iktidara tam yerleşirken yaptığı ilk iş, eski ana akım medyayı cebren veya hile ile veya kredi ile ele geçirmekti. Bu operasyonda gayet de başarılı oldular. Daha birkaç gün önce gördük. 29 televizyon kanalından "gazeteciler" Sayın Cumhurbaşkanımız'ın önünde hilal formasyonunda dizilmiş onu dinliyorlardı. Herhâlde basın toplantısıydı. Biliyorsunuz bizim yankı odasının kötü niyetlileri, bu toplantılarda, o hilal formasyonundaki "gazeteciler"in önceden kendilerine verilen soruları sorduğunu söyler. Önceden hazırlanan cevaplar da onların arkasında bir yerdeki prompterden akmaktadır. TEKRAR ALTAY TANKINe olursa olsun. Bunca kanal aynı anda aynı şeyleri söylüyor. Bundan iyi yankı odası mı olur Sonra, bir o kadar günlük gazete de aynı mesajları tekrarlar: Altay tankı sahaya çıkıyor! Bu mübarek Altay tankı, 2011 seçimlerinde, Ak Parti'ye en çok oy getiren vaatti. Partinin sitesinde yayımlanan bir anket böyle söylüyordu. (Baktım, şimdi siteden kaldırılmış.) Olsun, erkek adam sözünden dönmez. Aradan 12 yıl geçse de sözümüz söz, vaadimiz vaattir. Daha daha Muhalefet teröristtir. Su saatlerinizi PKK'lılar okuyacak. Yeterince PKK'lı bulunamazsa FETÖ'cüler okuyacak. 29 kanal ve bir o kadar gazete!.. Siz bunları okuyup dinlemişseniz, muhtemelen komşunuz da bunları okuyup dinlemiştir. Sabah karşılaşırsınız. "Selamünaleyküm komşu. Duydun mu, Altay tankı sahaya