Nasıl bir sabaha uyanacağız

İnsanların, güvenle "Ankara'da hâkimler var!" dediği bir Türkiye'ye uyanmak istiyorum. Yalnız Ankara'da değil, 81 ilde "Hâkimler var!" denilen bir Türkiye'ye.Devletle iktidarın, devletle partinin aynı şey olmadığını bilen bir Türkiye istiyorum. Partiden emir almayan, herkese eşit davranan ve sadece görevini yapan bir güvenlik ve adalet istiyorum.ADALETKanunların durmadan değişmediği, fakat kesinlikle ve hızla uygulandığı bir Türkiye Bana da, ona da, öbürüne de aynı şekilde uygulandığı bir Türkiye. Bana yasak olanın ona da yasak olduğu, onun yapabildiğini benim de yapabildiğim bir Türkiye.Katilin, mütecavizin hemen yakalanıp, hızla yargılanıp hak ettiği cezayı çektiği bir Türkiye. Böyle bir adalet ve güvenlik sayesinde şiddetin nerdeyse sıfırlandığı bir Türkiye.Bir zamanlar öyleydik. Bakınız Kutadgu Bilig'de, bundan tam 1000 yıl önce Yusuf Has Hacip, adaletin herkese eşit çalışması hakkında ne diyor:İster oğlum olsun, ister, yakın çok İster yolcu, ister geçici konuk Kanunda benim için birdir hepisi Hüküm verirken fark bulmaz birisi Gözü bağlı, fakat hızlı adalet: Bıçak gibi biçer keserim işi, Fazla beklemesin davacı kişi.SATILMAYAN ÜLKEDevletin bir ödül, bir ziyafet sofrası gibi algılanmadığı bir Türkiye. Vatanın, halkın vergisinin, iktidara gelen kabileye ve onun hempalarına, yandaşlarına sunulan bir hediye değil bir hizmet makamı olduğu bir Türkiye.İktidarın zenginleşme aracı olmadığı bir Türkiye.İktidarın, ülkeyi refaha kavuşturmak, güçlü kılmak yolunda taşınılan bir yük anlamına geldiği bir Türkiye.Parayı bastıranın vatandaşlığı satın aldığı bir Türkiye değil. Dış ilişkilerimizin; kimin dost, kimin düşman olduğunun dolarla, yakıt hibesiyle, yakıt vadesiyle, alınan krediyle belirlenmediği bir Türkiye. Dış ilişkilerin de iç politikaların da sadece ve sadece Türkiye'nin çıkarları için, Türk insanının çıkarları için düzenlendiği bir Türkiye.Milletin, milliyetin, milliyetçiliğin, devletin, tarihin, mirasın, kültürün ne olduğu ve daha önemlisi ne olmadığı konularının her vatandaşça apaçık bilindiği bir Türkiye. Bu şuur sayesinde Sevr heveslilerinin heveslerinden ebediyen umutlarını kestiği bir Türkiye. Kimsenin "Ne zaman bölünecek", "Nereden bölünecek" diye beklemediği bir Türkiye. 85 milyonun "Ne mutlu Türk'üm!" dediği bir Türkiye.AHLAKLI BİR TÜRKİYEAhlakın bel altı ile sınırlı olmadığı. Kamu malını çalmanın da yalan söylemenin de en ağır ahlaksızlık addedildiği bir Türkiye. Halkının doğru dürüst bir eğitim sayesinden yalandan sıtkının sıyrıldığı bir Türkiye. Siyasette yalan söyleyenin puan kazanmak şöyle dursun, puan kaybettiği, halkı bir kere aldatmaya kalkanın bir daha sokağa bile çıkmaya çekindiği bir Türkiye. Dün söylediği ile bugün söylediği birbirini tutmayanların siyasetten erkenden emekliye ayrıldığı bir Türkiye.İlk-orta eğitimin bilgili, donanımlı, bağımsız düşünen, yaratıcı zekâlar yetiştirdiği bir Türkiye. Çocuklarını kutu karalama, sınav geçme